Mevsimlik İşçiler Dönüş Yolunda
14 Eylül 2015 Pazartesi 09:54
Türkiye’de, 2015 yılı TÜİK verilerine göre, 5 milyon 823 bin tarım işçisi bulunuyor.
Türkiye'de, 2015 yılı TÜİK verilerine göre, 5 milyon 823 bin tarım işçisi bulunuyor.
Tarım işçilerinin neredeyse yarısını oluşturan mevsimlik gezici işçiler uygun olmayan koşullarda çalışıyor. Mevsimlik işçilerin günlük 36-42 TL arasında değişen ücret aldıklarını söyleyen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, bu sektörde çalışanların kışın ihtiyaçlarını karşılamak üzere ailece çalışan Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da toprağı ve çalışacak işi olmayan vasıfsız insanlar olduğunu belirtti. Kadınların güneşin altında uzun saatler çalışırken bir de ayrı bir iş yükü olarak akşamları ev işleri yaptıklarını ifade eden Erenel, ayrıca çocuk ölümlerinin yüzde 45 ile en çok tarım sektöründe yaşandığını ifade etti.
MEVSİMLİK İŞÇİLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARI
İşçilere günde iki kez yemek verildiğini, suların tankerle getirildiğini ve hijyenik olmadığını aktaran Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, kötü koşullarda çalışan işçilerin iş kazalarının da kayda geçmediğini vurguladı: "Kaç kişi güneş çapmasından gitti kayda girmiyor, çünkü kendileriSGK'da kayıtsızlar" diyen Erenel, "Kazarken çapayla bacağını yaralıyor, dikiş atılıyor ve geri geliyor, iş kazası olarak kayda geçmiyor. Bel rahatsızlıkları çok görülüyor. Traktörden düşmeler aynı şekilde ancak bir yerden bir yere giderken otobüs devriliyor minibüs çarpıyor, 15 hayat kayboluyor o zaman gündeme geliyor. Tedbir yok, çalışan insanların bilgisi yok. Birebir izlense çok iş kazası meydana geliyor" ifadelerini kullandı.
"ÇALIŞMA YERLERİ DENETLENEBİLİR"
Mevsimlik işçilerin İş Kanunu kapsamına alınmadığını ancak iş sağlığı ve güvenliği kapsamına dahil olduklarını belirten Fahri Erenel, mevzuatı şöyle açıkladı: "50 dahil daha az işçi çalıştıran tarım ve orman iş yerleri 4857 sayılı İş Kanunu'na göre istisna tutuluyor. Mevsimlik tarım işçileri bu kapsamda Borçlar Kanununa tabi oluyor. İş Kanunu kapsamında olmamaları ayrı ancak işçiler iş sağlığı ve güvenliği kapsamında değerlendiriliyor, bu önemli çünkü işçilerin başına ne geliyorsa iş sağlığı ve güvenliğinden geliyor. Kanunun burada uygulanmadığını görüyoruz."
Erenel, öneri olarak, insanların çalıştığının görüldüğü için tespit edilebilir olduğunu ve SGKve İş Sağlığı ve Güvenliği denetleyicilerinin denetim yapmalarını söyledi.
"184 NOLU SÖZLEŞME UYGULANSA SORUN KALMAYACAK"
Yürürlüğe girmeyen 184 sayılı Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesi'nin uygulanmasıyla gerçekleşecek kazanımları sıralayan Fahri Erenel, şöyle konuştu: "Türkiyegeçmiş dönemlerinden beri ILO 184 sayılı Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesini imzalamıyor. Bu sözleşme, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda yazan hususların uygulanmasını getiriyor. 184 sayılı gezici geçicilere de kadrolu işçilerle aynı iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasını içeriyor. Sözleşmede ayrıca işçilerin barınacakları yerlerin insani koşullara uygun olmasını, çalışma sürelerini, iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı korumayı da düzenliyor. İşçilerin insani çalışma koşullarını düzenleyen bu sözleşme uygulandığında mevsimlik tarım işçilerinin bütün sorunları çözülür."
MESLEK HASTALIKLARI ORTAYA ÇIKABİLİR
Meslek hastalıklarının dönüşle birlikte daha çok hissedileceğine dikkat çeken Fahri Erenel, Türkiye'de 2015 yılının ilk 8 ayında resmi kayıtlara giren 8 meslek hastalığı olduğunu anlattı. "Bu kadar kayıtsız işçinin çalıştığı, iş sağlığı ve güvenliğinin olmadığı koşullarda çalışan işçiler arasında binlerce işçiden sadece sekizinde meslek hastalığı olması mümkün mü?" diye soran Erenel, "Zaman içinde etkiler ortaya çıkıyor, etkisi bugünden yarına görünmüyor. Kadınlar yaşlandığında dizim belim ağrıyor diyor, bu yalnızca ev işçiliğinden değil mevsimlik tarım işçiliğinden kaynaklanıyor. Kadınlar belden eğilerek veya dizden çökerek güneşin altında saatlerce günde ortalama on saate yakın bu işi yapıyor. Urfa, Adana gibi 40 derece sıcakta bu işin ne kadar zor olduğunun bilinmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
SERVİS KAZALARI ÖLÜM NEDENİ
İşçilerin dönüşle birlikte en büyük problemin trafik kazası olabileceğini ifade eden Fahri Erenel, "Memleketlerine dönen insanları taşıyan araçların bakımsızlığı, şoförün uykusuzluğu veya yetersizliği, araca fazla yük ve eşya bindirilmesi, yol şartlarının uygun olamaması gibi çeşitli nedenlerle trafik kazası yaşanabilir" dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2015 yılı ilk ayı içinde trafik kazalarında bin 559 kişi öldü. Servis kazalarının içinde yer aldığı bu verilere göre 225 işçi servis kazasında öldü. İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisinin Ağustos ayı raporuna göre, ilk 8 ayda en az bin 138 işçi öldü. Ağustos ayında en az 158 işçinin ölüm nedenlerinin başında yüzde 27 ile servis kazaları geliyor. - İSTANBUL
14 Eylül 2015 Pazartesi 09:54
Türkiye’de, 2015 yılı TÜİK verilerine göre, 5 milyon 823 bin tarım işçisi bulunuyor.
Türkiye'de, 2015 yılı TÜİK verilerine göre, 5 milyon 823 bin tarım işçisi bulunuyor.
Tarım işçilerinin neredeyse yarısını oluşturan mevsimlik gezici işçiler uygun olmayan koşullarda çalışıyor. Mevsimlik işçilerin günlük 36-42 TL arasında değişen ücret aldıklarını söyleyen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, bu sektörde çalışanların kışın ihtiyaçlarını karşılamak üzere ailece çalışan Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da toprağı ve çalışacak işi olmayan vasıfsız insanlar olduğunu belirtti. Kadınların güneşin altında uzun saatler çalışırken bir de ayrı bir iş yükü olarak akşamları ev işleri yaptıklarını ifade eden Erenel, ayrıca çocuk ölümlerinin yüzde 45 ile en çok tarım sektöründe yaşandığını ifade etti.
MEVSİMLİK İŞÇİLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARI
İşçilere günde iki kez yemek verildiğini, suların tankerle getirildiğini ve hijyenik olmadığını aktaran Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, kötü koşullarda çalışan işçilerin iş kazalarının da kayda geçmediğini vurguladı: "Kaç kişi güneş çapmasından gitti kayda girmiyor, çünkü kendileriSGK'da kayıtsızlar" diyen Erenel, "Kazarken çapayla bacağını yaralıyor, dikiş atılıyor ve geri geliyor, iş kazası olarak kayda geçmiyor. Bel rahatsızlıkları çok görülüyor. Traktörden düşmeler aynı şekilde ancak bir yerden bir yere giderken otobüs devriliyor minibüs çarpıyor, 15 hayat kayboluyor o zaman gündeme geliyor. Tedbir yok, çalışan insanların bilgisi yok. Birebir izlense çok iş kazası meydana geliyor" ifadelerini kullandı.
"ÇALIŞMA YERLERİ DENETLENEBİLİR"
Mevsimlik işçilerin İş Kanunu kapsamına alınmadığını ancak iş sağlığı ve güvenliği kapsamına dahil olduklarını belirten Fahri Erenel, mevzuatı şöyle açıkladı: "50 dahil daha az işçi çalıştıran tarım ve orman iş yerleri 4857 sayılı İş Kanunu'na göre istisna tutuluyor. Mevsimlik tarım işçileri bu kapsamda Borçlar Kanununa tabi oluyor. İş Kanunu kapsamında olmamaları ayrı ancak işçiler iş sağlığı ve güvenliği kapsamında değerlendiriliyor, bu önemli çünkü işçilerin başına ne geliyorsa iş sağlığı ve güvenliğinden geliyor. Kanunun burada uygulanmadığını görüyoruz."
Erenel, öneri olarak, insanların çalıştığının görüldüğü için tespit edilebilir olduğunu ve SGKve İş Sağlığı ve Güvenliği denetleyicilerinin denetim yapmalarını söyledi.
"184 NOLU SÖZLEŞME UYGULANSA SORUN KALMAYACAK"
Yürürlüğe girmeyen 184 sayılı Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesi'nin uygulanmasıyla gerçekleşecek kazanımları sıralayan Fahri Erenel, şöyle konuştu: "Türkiyegeçmiş dönemlerinden beri ILO 184 sayılı Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesini imzalamıyor. Bu sözleşme, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda yazan hususların uygulanmasını getiriyor. 184 sayılı gezici geçicilere de kadrolu işçilerle aynı iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasını içeriyor. Sözleşmede ayrıca işçilerin barınacakları yerlerin insani koşullara uygun olmasını, çalışma sürelerini, iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı korumayı da düzenliyor. İşçilerin insani çalışma koşullarını düzenleyen bu sözleşme uygulandığında mevsimlik tarım işçilerinin bütün sorunları çözülür."
MESLEK HASTALIKLARI ORTAYA ÇIKABİLİR
Meslek hastalıklarının dönüşle birlikte daha çok hissedileceğine dikkat çeken Fahri Erenel, Türkiye'de 2015 yılının ilk 8 ayında resmi kayıtlara giren 8 meslek hastalığı olduğunu anlattı. "Bu kadar kayıtsız işçinin çalıştığı, iş sağlığı ve güvenliğinin olmadığı koşullarda çalışan işçiler arasında binlerce işçiden sadece sekizinde meslek hastalığı olması mümkün mü?" diye soran Erenel, "Zaman içinde etkiler ortaya çıkıyor, etkisi bugünden yarına görünmüyor. Kadınlar yaşlandığında dizim belim ağrıyor diyor, bu yalnızca ev işçiliğinden değil mevsimlik tarım işçiliğinden kaynaklanıyor. Kadınlar belden eğilerek veya dizden çökerek güneşin altında saatlerce günde ortalama on saate yakın bu işi yapıyor. Urfa, Adana gibi 40 derece sıcakta bu işin ne kadar zor olduğunun bilinmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
SERVİS KAZALARI ÖLÜM NEDENİ
İşçilerin dönüşle birlikte en büyük problemin trafik kazası olabileceğini ifade eden Fahri Erenel, "Memleketlerine dönen insanları taşıyan araçların bakımsızlığı, şoförün uykusuzluğu veya yetersizliği, araca fazla yük ve eşya bindirilmesi, yol şartlarının uygun olamaması gibi çeşitli nedenlerle trafik kazası yaşanabilir" dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2015 yılı ilk ayı içinde trafik kazalarında bin 559 kişi öldü. Servis kazalarının içinde yer aldığı bu verilere göre 225 işçi servis kazasında öldü. İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisinin Ağustos ayı raporuna göre, ilk 8 ayda en az bin 138 işçi öldü. Ağustos ayında en az 158 işçinin ölüm nedenlerinin başında yüzde 27 ile servis kazaları geliyor. - İSTANBUL