Homeland
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 16 Aralık 2015
- Sertifika
- Diğer Belge
- Firma
- çsgb
İşyerine uygulanan para cezalarının İSG hizmet sağlayıcısı iş güvenliği uzmanlarına, işyeri hekimlerine veya OSGB’lere rücu edilmesi yani ödettirilmesi son zamanlarda yoğun bir şekilde tartışılan ve çok fazla bilgi kirliliği olan bir konudur. Soruyu cevaplamadan önce para cezaları konusuna açıklık getirmek gerekmektedir. Öncelikle para cezaları nitelik olarak iki ana başlık altında toplanmaktadır; Adli para cezası ve idari para cezası. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu Kanunun 30’uncu maddesine istinaden çıkarılan yönetmelikler kapsamında uygulanan para cezaları idari para cezalarıdır.
İdari Para Cezaları Hakkında Kısa Bilgi
İdari para cezası kanunda açıkça aykırılık olarak öngörülen bir fiilden veya olaydan ötürü, yargı kararı araya girmeksizin kanunun idare organına tanıdığı bir miktar paranın failden alınması şeklinde uygulanan bir idari yaptırım türüdür. İdari para cezaları idare tarafından uygulanan kişinin malvarlığına yönelik bir yatırım türüdür. İdari para cezaları ihlal edilen hukuk normu karşılığında bir zararın tanzim amacı güdülmeksizin uygulanması noktasında tazminat cezalarından ayrılmaktadır. İdari para cezalarında genel amaç kanunlara uyulmasını sağlama, muhtemel aykırılıkların olmadan önüne geçme ve sosyal düzeni korumaktır. İdari para cezaları, idarenin başvurduğu yaptırım türlerinden birisidir. Yargı kararına gerek kalmaksızın uygulanması özelliğiyle adli para cezalarından ayrılmaktadır. İdari yaptırım türlerinden biri olan idari para cezaları bu noktada diğer parasal yaptırım türlerinden farklılık göstermektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Para Cezalarının Uygulanması
6331 sayılı İSG Kanunu ve Bu Kanuna dayanılarak yayımlanan yönetmelikler kapsamında uygulanan para cezaları birer idari para cezasıdır. Bu para cezaları ÇSGB İş Müfettişleri tarafından hazırlanan rapora istinaden Çalışma ve İş Kurumu il Müdürlükleri tarafından uygulanır.
Bazı işverenler iş müfettişleri tarafından uygulanan para cezalarını İSG hizmet sağlayıcısı olan iş güvenliği uzmanlarına, işyeri hekimlerine ve OSGB’lere ödettirmeye çalışmaktadır. Cezaların “şahsilik ilkesi” gereği herkes yaptığı fiilden veya sebep olduğu olaydan sorumludur. İşçi ile işveren arasında yapılan ve her iki tarafa ödevler yükleyen iş sözleşmesi gereği işveren veya işveren vekili önlem alma borcunu yerine getirmek zorundadır. Bu sebepten ötürü 4857 sayılı İş Kanunu’nda idari para yükümlüsü işveren veya işveren vekilidir. 6331 sayılı Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre işveren vekili yalnızca Kanunu’n işyerinde uygulanmasından sorumlu tutulmuş ve “idari para cezaları ve uygulanması” başlıklı 26’ıncı maddesinde idari para cezasının yükümlüsü olarak işveren gösterilmiş ve işveren vekilinin yükümlülüğünden söz edilmemiştir.
Tüzel kişiliği bulunan kurum veya kuruluşlarda 6331 sayılı Kanun kapsamında idari para cezası işveren olarak tüzel kişiliğe uygulanmakta aynı şekilde gerçek kişiliği bulunan şahıs firmalarında idari para cezasının yükümlüsü gerçek kişilik olmaktadır. Tüzel kişiliği veya gerçek kişiliği bulunan işverenlerde işveren vekilinin idari para cezası yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak tüzel kişiliği bulunmayan kurum veya kuruluşlarda organ ve yetkileri işveren vekili tarafından kullanıldığından dolayı, işveren vekili sıfatındaki müdür veya yöneticilere idari para cezası uygulanabilmektedir. Söz konusu duruma paralel olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 26/2’inci maddesinde de tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşların da idari para cezası düzenlenebileceği yer almaktadır.
Para Cezaları Uzman, Hekim veya OSGB’ye Ödettirilebilir mi?
6331 sayılı Kanunu’nun 8’inci maddesine göre iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, hizmetlerin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur. Kendisinden hizmet alınan kişi ve kuruluşların işyerindeki eksiklik, aksaklık ya da Kanunu’na aykırılık sebebiyle uygulanan idari para cezasından müştereken ya da müteselsilen sorumlulukları söz konusu olmamaktadır. Yalnız ilgili hizmetleri veren iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmal veya kusuru söz konusu ise hukuki ve cezai sorumluluğu mevcuttur. Görüldüğü gibi işyerine uygulanan para cezaları işverenlik makamına uygulanmakta ve cezaların şahsiliği ilkesi gereği bu cezalar başka birilerine devredilememektedir. Kaldı ki 6331 sayılı Kanun birey ve Devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen Kamu Hukuku niteliğinde bir Kanundur. İSG hizmet sağlayıcılarının hizmet sorumluluğunun devlet değil işveren olduğu yukarıda acıkça belirtilmiştir. Esas itibariyle bu tartışmaların çıkış noktası İş Hukuku ve Borçlar Kanununda yer alan işvereni zarara uğratan işçiye zararın belli bir miktarının ödettirilmesi uygulamasıdır.
İşverenin Sebep Olduğu Zararı İşçiye Zararı Ödettirmesi
İş Kanunu madde 26/2 kapsamında işverenin uğradığı zararı tazmin hakkı saklı bulunmaktadır. İşverenin zararını tazmin edebilmesi Borçlar Kanunu hükümlerince ele alınmaktadır. İşveren vekilinin Borçlar Kanunu madde 396’ya göre yüklendiği işi özenle yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Aynı şekilde ilgili Kanunun 400. maddesinde işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumlu olduğu dile getirilmektedir. Borçlar Kanunu ilkeleri uyarınca tazminat sorumluluğundan bahsedilebilmesi için özen borcuna aykırılık sonucunda zararın doğmuş olması ve kusurlu davranışla zarar arasında uygun illiyet bağı olması gerekmektedir. Bu noktada işveren vekiline idari para cezasının rücu edilebilmesi için görev tanımı göz ödününde bulundurularak işyerine uygulanan idari para cezasında yetki ve sorumluluklarını yerine getirmesinde özensizliğinin olup olmadığı değerlendirilmesi ve kusurunun net bir şekilde ortaya koyulması gerekmektedir.
İş Kanunu ve Borçlar Kanunundaki söz konusu bu uygulama işyerinin yani işverenin maddi olarak zarara uğratılması durumunda geçerlidir. İşyerine para cezası uygulanması işyerini zarara uğrattığı bir gerçektir yalnız bu zararın yukarıda dile getirdiğimiz hükümler kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Kaldı ki idari para cezaları İSG hizmet sağlayıcıların kusurundan dolayı işyerine uygulanmış olsa bile bu para cezası işverenlik makamına verilmiştir.
İdari Para Cezaları Hakkında Kısa Bilgi
İdari para cezası kanunda açıkça aykırılık olarak öngörülen bir fiilden veya olaydan ötürü, yargı kararı araya girmeksizin kanunun idare organına tanıdığı bir miktar paranın failden alınması şeklinde uygulanan bir idari yaptırım türüdür. İdari para cezaları idare tarafından uygulanan kişinin malvarlığına yönelik bir yatırım türüdür. İdari para cezaları ihlal edilen hukuk normu karşılığında bir zararın tanzim amacı güdülmeksizin uygulanması noktasında tazminat cezalarından ayrılmaktadır. İdari para cezalarında genel amaç kanunlara uyulmasını sağlama, muhtemel aykırılıkların olmadan önüne geçme ve sosyal düzeni korumaktır. İdari para cezaları, idarenin başvurduğu yaptırım türlerinden birisidir. Yargı kararına gerek kalmaksızın uygulanması özelliğiyle adli para cezalarından ayrılmaktadır. İdari yaptırım türlerinden biri olan idari para cezaları bu noktada diğer parasal yaptırım türlerinden farklılık göstermektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Para Cezalarının Uygulanması
6331 sayılı İSG Kanunu ve Bu Kanuna dayanılarak yayımlanan yönetmelikler kapsamında uygulanan para cezaları birer idari para cezasıdır. Bu para cezaları ÇSGB İş Müfettişleri tarafından hazırlanan rapora istinaden Çalışma ve İş Kurumu il Müdürlükleri tarafından uygulanır.
Bazı işverenler iş müfettişleri tarafından uygulanan para cezalarını İSG hizmet sağlayıcısı olan iş güvenliği uzmanlarına, işyeri hekimlerine ve OSGB’lere ödettirmeye çalışmaktadır. Cezaların “şahsilik ilkesi” gereği herkes yaptığı fiilden veya sebep olduğu olaydan sorumludur. İşçi ile işveren arasında yapılan ve her iki tarafa ödevler yükleyen iş sözleşmesi gereği işveren veya işveren vekili önlem alma borcunu yerine getirmek zorundadır. Bu sebepten ötürü 4857 sayılı İş Kanunu’nda idari para yükümlüsü işveren veya işveren vekilidir. 6331 sayılı Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre işveren vekili yalnızca Kanunu’n işyerinde uygulanmasından sorumlu tutulmuş ve “idari para cezaları ve uygulanması” başlıklı 26’ıncı maddesinde idari para cezasının yükümlüsü olarak işveren gösterilmiş ve işveren vekilinin yükümlülüğünden söz edilmemiştir.
Tüzel kişiliği bulunan kurum veya kuruluşlarda 6331 sayılı Kanun kapsamında idari para cezası işveren olarak tüzel kişiliğe uygulanmakta aynı şekilde gerçek kişiliği bulunan şahıs firmalarında idari para cezasının yükümlüsü gerçek kişilik olmaktadır. Tüzel kişiliği veya gerçek kişiliği bulunan işverenlerde işveren vekilinin idari para cezası yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak tüzel kişiliği bulunmayan kurum veya kuruluşlarda organ ve yetkileri işveren vekili tarafından kullanıldığından dolayı, işveren vekili sıfatındaki müdür veya yöneticilere idari para cezası uygulanabilmektedir. Söz konusu duruma paralel olarak İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 26/2’inci maddesinde de tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşların da idari para cezası düzenlenebileceği yer almaktadır.
Para Cezaları Uzman, Hekim veya OSGB’ye Ödettirilebilir mi?
6331 sayılı Kanunu’nun 8’inci maddesine göre iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, hizmetlerin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur. Kendisinden hizmet alınan kişi ve kuruluşların işyerindeki eksiklik, aksaklık ya da Kanunu’na aykırılık sebebiyle uygulanan idari para cezasından müştereken ya da müteselsilen sorumlulukları söz konusu olmamaktadır. Yalnız ilgili hizmetleri veren iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmal veya kusuru söz konusu ise hukuki ve cezai sorumluluğu mevcuttur. Görüldüğü gibi işyerine uygulanan para cezaları işverenlik makamına uygulanmakta ve cezaların şahsiliği ilkesi gereği bu cezalar başka birilerine devredilememektedir. Kaldı ki 6331 sayılı Kanun birey ve Devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen Kamu Hukuku niteliğinde bir Kanundur. İSG hizmet sağlayıcılarının hizmet sorumluluğunun devlet değil işveren olduğu yukarıda acıkça belirtilmiştir. Esas itibariyle bu tartışmaların çıkış noktası İş Hukuku ve Borçlar Kanununda yer alan işvereni zarara uğratan işçiye zararın belli bir miktarının ödettirilmesi uygulamasıdır.
İşverenin Sebep Olduğu Zararı İşçiye Zararı Ödettirmesi
İş Kanunu madde 26/2 kapsamında işverenin uğradığı zararı tazmin hakkı saklı bulunmaktadır. İşverenin zararını tazmin edebilmesi Borçlar Kanunu hükümlerince ele alınmaktadır. İşveren vekilinin Borçlar Kanunu madde 396’ya göre yüklendiği işi özenle yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Aynı şekilde ilgili Kanunun 400. maddesinde işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumlu olduğu dile getirilmektedir. Borçlar Kanunu ilkeleri uyarınca tazminat sorumluluğundan bahsedilebilmesi için özen borcuna aykırılık sonucunda zararın doğmuş olması ve kusurlu davranışla zarar arasında uygun illiyet bağı olması gerekmektedir. Bu noktada işveren vekiline idari para cezasının rücu edilebilmesi için görev tanımı göz ödününde bulundurularak işyerine uygulanan idari para cezasında yetki ve sorumluluklarını yerine getirmesinde özensizliğinin olup olmadığı değerlendirilmesi ve kusurunun net bir şekilde ortaya koyulması gerekmektedir.
İş Kanunu ve Borçlar Kanunundaki söz konusu bu uygulama işyerinin yani işverenin maddi olarak zarara uğratılması durumunda geçerlidir. İşyerine para cezası uygulanması işyerini zarara uğrattığı bir gerçektir yalnız bu zararın yukarıda dile getirdiğimiz hükümler kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Kaldı ki idari para cezaları İSG hizmet sağlayıcıların kusurundan dolayı işyerine uygulanmış olsa bile bu para cezası işverenlik makamına verilmiştir.