Musa Kamil Ekin
Yönetim Grubu
- Katılım
- 6 Nisan 2015
- Sertifika
- C Sınıfı
- Firma
- BelKo ltd.şti.
İşverenin Haklı Sebeple İş Sözleşmesini Fesih Yetkisi - 2
Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Uymayan Haller
06 Ekim 2015
4857 Sayılı İş Kanunu 25/II-b
İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması hali haklı nedenle fesih sebebini oluşturur.
Açıklama
İşçinin işverene veya işverenin aile üyelerinden birine şeref ve namusa dokunacak söz ve davranışları gibi şeref ve onur kırıcı asılsız ihbar ve isnatları da haklı fesih nedenidir. Ancak işçi tarafından yapılan ihbar ve isnadın 'asılsız' olması zorunludur. Ve işçinin ihbar ve isnadı, hem şeref ve haysiyet kırıcı hem de asılsız nitelikte olmalıdır. Bu iki özelliği aynı zamanda taşımayan bir ihbar veya isnat nedeniyle işveren iş sözleşmesini haklı nedenle feshedemez. İşçinin işyerinde sarf ettiği bir söz ve davranışın işveren veya ailesi üyelerine değil de kendi kendisine yönelik olması halinde işverenin haklı nedenle feshi söz konusu olmaz.
Bu hakaretin direkt olarak işverenin bizzat yüzüne karşı yapılmış olması şart değildir. İşyeri e-postası kullanılarak gönderilmiş e-postalarda işverene yapılmış ağır hakaretlerin bulunması da, haklı nedenle fesih kapsamında değerlendirilebilir.
İşçinin sözleşmesinin işverenin veya ailesinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi nedeniyle 25/II-b maddesine dayanarak derhal feshedilmesi durumunda, iddia eden taraf işveren olduğu için ispat yükümlülüğü de işverenindir. İşverenin durumu şahitlerle ispat edebilmesi haklı nedenle derhal yapılmış feshi yargı önünde geçerli kılmaktadır. İspatedilemeyen, tutanakla kayıt altına alınamayan, işçi tarafından inkâr edilen durumlarda fesih haksız fesih durumuna düşebilmektedir.
İşveren olayın öğrenildiği günden itibaren ancak 6 iş günü içerisinde sözleşmeyi feshederse bu hakkını kullanabilir. Aynı zamanda öğrenildiğinde olayın üzerinde 1 yıldan uzun bir zaman geçmemiş olmalıdır. Ancak bu hak düşürücü süre içerisinde yapılan fesih tazminatsız ve 25/II maddesine dayandırılabilir. Süre geçtikten sonra yapılan fesihler haklı nedenle fesih olarak kabul edilmez ve işçiye tazminatlarının ödenmesini gerektirir.
Örnek Olay ve Yargıtay Kararı
13.8.1984 tarihli şikâyet mektubunda işyerinde bir takım yolsuzluk ve suiistimaller yapıldığını ileri sürmüş ve işveren hakkında küçük düşürücü isnatlarda bulunmuştur. Dosyada mevcut tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacı işçinin söz konusu isnatlarının asılsız ve dayanaksız olduğu anlaşılmaktadır. ( Bkz. Ek-4, Y9HD 2.5.1989 T.1989/2074 E. 1989/4174 K.)
Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Uymayan Haller
06 Ekim 2015
4857 Sayılı İş Kanunu 25/II-b
İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması hali haklı nedenle fesih sebebini oluşturur.
Açıklama
İşçinin işverene veya işverenin aile üyelerinden birine şeref ve namusa dokunacak söz ve davranışları gibi şeref ve onur kırıcı asılsız ihbar ve isnatları da haklı fesih nedenidir. Ancak işçi tarafından yapılan ihbar ve isnadın 'asılsız' olması zorunludur. Ve işçinin ihbar ve isnadı, hem şeref ve haysiyet kırıcı hem de asılsız nitelikte olmalıdır. Bu iki özelliği aynı zamanda taşımayan bir ihbar veya isnat nedeniyle işveren iş sözleşmesini haklı nedenle feshedemez. İşçinin işyerinde sarf ettiği bir söz ve davranışın işveren veya ailesi üyelerine değil de kendi kendisine yönelik olması halinde işverenin haklı nedenle feshi söz konusu olmaz.
Bu hakaretin direkt olarak işverenin bizzat yüzüne karşı yapılmış olması şart değildir. İşyeri e-postası kullanılarak gönderilmiş e-postalarda işverene yapılmış ağır hakaretlerin bulunması da, haklı nedenle fesih kapsamında değerlendirilebilir.
İşçinin sözleşmesinin işverenin veya ailesinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi nedeniyle 25/II-b maddesine dayanarak derhal feshedilmesi durumunda, iddia eden taraf işveren olduğu için ispat yükümlülüğü de işverenindir. İşverenin durumu şahitlerle ispat edebilmesi haklı nedenle derhal yapılmış feshi yargı önünde geçerli kılmaktadır. İspatedilemeyen, tutanakla kayıt altına alınamayan, işçi tarafından inkâr edilen durumlarda fesih haksız fesih durumuna düşebilmektedir.
İşveren olayın öğrenildiği günden itibaren ancak 6 iş günü içerisinde sözleşmeyi feshederse bu hakkını kullanabilir. Aynı zamanda öğrenildiğinde olayın üzerinde 1 yıldan uzun bir zaman geçmemiş olmalıdır. Ancak bu hak düşürücü süre içerisinde yapılan fesih tazminatsız ve 25/II maddesine dayandırılabilir. Süre geçtikten sonra yapılan fesihler haklı nedenle fesih olarak kabul edilmez ve işçiye tazminatlarının ödenmesini gerektirir.
Örnek Olay ve Yargıtay Kararı
13.8.1984 tarihli şikâyet mektubunda işyerinde bir takım yolsuzluk ve suiistimaller yapıldığını ileri sürmüş ve işveren hakkında küçük düşürücü isnatlarda bulunmuştur. Dosyada mevcut tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacı işçinin söz konusu isnatlarının asılsız ve dayanaksız olduğu anlaşılmaktadır. ( Bkz. Ek-4, Y9HD 2.5.1989 T.1989/2074 E. 1989/4174 K.)