Fatih Özcan
Site Kurucusu
- Katılım
- 7 Aralık 2013
- Şehir
- Yurt Dışı
- Sertifika
- Diğer Belge
- Firma
- ABL Group
YARGITAY 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10232
KARAR NO : 2013/724
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu ölen işci Halil Sarıkaya'nın yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkeme, davacı A.S.'nın maddi tazminat talebinin reddine, davacılar K.S. ve R.S.'nın maddi tazminat talebinin kabulü ile, K.S. için 31.569,90 TL, R.S. için 8.669,83 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 31/10/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı K.S. için 20.000,00 TL, davacı R.S. için 10.000,00 TL, davacı A.S. için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 31/10/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermiştir.
Davacıların eşi ve babaları olan H.S.'nın 31.10.2009 günü meydana gelen iş kazası sonucunda öldüğü, kazanın meydana gelmesinde, M. A.'ın %5, D. G.'ün %5, davalı işveren şirketin %60 ve ölen işcinin ise %30 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı K.S. için 20.000,00 TL, davacı R.S. için 10.000,00 TL, davacı A.S. için 10.000,00 TL olarak hükmedilen manevi tazminatlar azdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 22/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
ESAS NO : 2012/10232
KARAR NO : 2013/724
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu ölen işci Halil Sarıkaya'nın yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkeme, davacı A.S.'nın maddi tazminat talebinin reddine, davacılar K.S. ve R.S.'nın maddi tazminat talebinin kabulü ile, K.S. için 31.569,90 TL, R.S. için 8.669,83 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 31/10/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı K.S. için 20.000,00 TL, davacı R.S. için 10.000,00 TL, davacı A.S. için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 31/10/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermiştir.
Davacıların eşi ve babaları olan H.S.'nın 31.10.2009 günü meydana gelen iş kazası sonucunda öldüğü, kazanın meydana gelmesinde, M. A.'ın %5, D. G.'ün %5, davalı işveren şirketin %60 ve ölen işcinin ise %30 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı K.S. için 20.000,00 TL, davacı R.S. için 10.000,00 TL, davacı A.S. için 10.000,00 TL olarak hükmedilen manevi tazminatlar azdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 22/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.