Homeland
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 16 Aralık 2015
- Sertifika
- Diğer Belge
- Firma
- çsgb
Kaynak ve daha fazlası:
GİRİŞ
1 Temmuz 2016 tarihinden itibaren kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’unun iş sağlığı ve güvenliği (İSG) hizmetlerini düzenleyen 6’ıncı maddesi geçerli hale gelmiştir. Bu madde kapsamında bir kişi daha istihdam eden işyerleri kamu ve özel sektör ayrımı olmaksınız iş güvenliği uzmanından ve işyeri hekiminden hizmet olması gerekmektedir. 4 Temmuz tarihinde Başbakan Yıldırım’ın ve daha önce Çalışma Bakanı Soylu’nun söz konusu hükmün ertelenmesi ile ilgili yapmış olduğu açıklamalar işverenler ve İSG alanında hizmet sağlayıcıları arasında ciddi kafa karışıklıklarına sebep olmuştur. Her hangi bir ertelemenin mevcut olup olmadığını anlayabilmek için öncelikle yapılan açıklamaları değerlendirmeli ve Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulunun işleyişini incelemek gerekmektedir.
Yapılan Açıklamalar
Bilindiği gibi 4 Temmuz tarihinde Başbakan Yıldırım, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın bazı hükümlerinin yürürlük tarihinin 1 Temmuz olduğunu anımsatarak, bazı hükümlerin yürürlük süresini 1 yıl öteleyeceklerini bildirdi. Yasanın uygulanan kısımlarında bir sorunun olmadığını, ama bazı maddelerinde küçük bir iki konuda henüz alt yapının hazır olmadığını belirterek, “O altyapıyı hazırlayana kadar bir zamana ihtiyacımız var. Onun için burada yaşanacak olumsuzlukların önüne geçmek için böyle bir karar aldık ama yasayla ilgili bir geri adım yok, yasa uygulanacak.” diye konuştu. Yapılan açıklama kafaların karışmasına ve 6331 sayılı Kanun kapsamında bir erteleme beklentisine sebep oldu. Bu açıklamadan birkaç gün önce Çalışma Bakanı Soylu’nun yapmış olduğu açıklamada 30 Haziran 2012 tarihinde yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun uygulanması için yeterli sayıda iş sağlığı güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi olmadığı için; önce 31.12.2013 tarihine, daha sonra da aynı gerekçeyle 01.07.2016 tarihine erteleme yapıldığını hatırlatan Süleyman Soylu, ancak bundan sonraki süreçte herhangi bir ertelemenin söz konusu olmayacağını söyledi. Her iki açıklamada yer alan çelişki kafaların karışmasına sebep oldu. Bakan Soylu’nun yapmış olduğu açıklamanın devamına baktığımızda iş sağlığı ve güvenliği hizmetinin 2017’ye kadar olan sürecin programlı denetim kapsamında bir denetim yapılmayacağı ancak buna karşılık şikâyet üzerine yapılan denetimlerde de cezadan çok yönlendirici ve uyum sağlayıcı bir yaklaşım içinde olacaklarını belirtti. Açıklamayı daha iyi anlayabilmek için iş sağlığı ve güvenliği denetim mekanizmasına yakından bakmamız gerekmektedir.
Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği Denetim Sistemi
Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği denetimleri Çalışma ve Sosyal Güvenliği Bakanlığının bünyesinde bulunan iş teftiş kurulu tarafından yapılmaktadır. İş teftiş kurulu çalışma hayatını hem işin yürütümü hem de iş sağlığı ve güvenliği yönünden denetler. Teftiş kurulu iki çeşit denetim şekli yürütür. Bunlar inceleme teftişler ve programlı teftişler olmak üzere iki ana başlıkta düzenlenir.
Teftiş Türleri ve Genel Çalışma Planı
Genel Çalışma Planı, geçmiş yıl/yıllara ait istatistiki veriler, ulusal politikalar ve ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak çalışma hayatının riskleri ve öncelikleri ile Kurul Başkanlığının kaynakları dikkate alınmak suretiyle yıllık olarak hazırlanır. Genel Çalışma Planı, “programlı teftişler” ve “incelemelerden oluşan program dışı teftişler” olmak üzere iki temel bölümden oluşur. Genel Çalışma Planının “programlı teftiş” ağırlıklı olarak hazırlanması esastır. Genel çalışma planının iş teftişine ilişkin bölümü “işin yürütümü” ve “iş sağlığı ve güvenliği” teftişleri için ayrı ayrı hazırlanır.
2.İnceleme Teftişler
İncelemelerden oluşan program dışı teftişler ise programlı teftişler dışında kalan güvenlik raporu incelemesi ve ihbar, şikâyet vb. talepler üzerine veya Kurul Başkanlığına intikal ettirilen evraklardan teftiş hizmetiyle bağdaşır nitelikte olanların teftiş programına alınması sonucu gerçekleştirilen teftişlerdir. İş kazaları ve meslek hastalıkları inceleme teftiş kapsamında değerlendirilir.
Erteleme Söz Konusu mu?
Çalışama Bakanlığının denetim sistemini özetlemek gerekirse; İş müfettişleri programlı teftişler ve inceleme teftişler olmak üzere iki ayrı tipte denetim yaparlar. Programlı teftişler belirlenen alanlarda veya sektörlerde ilgili mevzuat hükümlerinin tamamının veya bir kısmının uygulamalarının denetlenmesi amacıyla gerçekleştirilen teftişlerdir. İnceleme teftişler ise programlı teftişler dışında kalan ihbar, şikâyet vb. talepler üzerine gerçekleştirilen teftişlerdir. Başbakan Binali YILDIRIM’IN açıklamasına bakıldığından 6331 sayılı Kanun’da doğrudan bir ertelemenin söz konusu olacağı anlaşılmaktadır. Yalnız Çalışma Bakanı SOYLU’nun ve ÇSGB İş Müfettişlerinin teftiş şekli beraber değerlendirildiğinde ertelemenin söz konusu olmadığı görülmektedir. Programlı teftişlerin uygulama usul ve esasları, kapsamı uygulanmadan bir önceki yıl içinde belirlenir. Bakan Soylu yapmış olduğu açıklamada 2017 programlı teftişlerinde olmadığı bunun haricinde şikâyet, talep vb. sebeplerle inceleme teftiş durumunda mümkün olduğu kadar para cezası verilmeyeceğini belirtmiştir. İçinde bulunduğumuz yılın programlı denetimler 2015 yılı içinde düzenlenmiş olup büyük ölçüde kamu kurumlarını kapsamamaktadır. Bakan SOYLU 2017 yılı programlı denetimlerinde de kamu kurumlarına fazla yer verilmeyeceğini dile getirmiştir. Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin sadece inceleme denetimlerine tabi tutulacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 6331 sayılı Kanun’da iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesinde bir ertelemenin söz konusu olmadığı ancak uygulama esaslarında bir düzenlemenin olacağı aşikârdır.
SONUÇ
Yukarı da açıkladığımız gibi her ne kadar kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine programlı denetimlerde yer verilmeyeceği anlaşılsa da söz konusu işyerinde inceleme denetimler yapılacaktır. Yapılan açıklamalardan işyerlerinin denetlenmeyeceği ve bu sebepten dolayı 6331 sayılı Kanun hükümlerini yerine getirmesinin gerekmediği anlamı çıkarılamaz. Yapılacak inceleme denetimlerinde söz konusu işyerlerine süre verilerek noksanlarının giderilmesi sağlanacağı açıktır. Bununla beraber bilindiği gibi işyerlerinde iş kazası ve meslek hastalığı meydana gelmesi halinde işverenin cezai ve hukuki sorumlulukları doğmaktadır. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesi ancak işyerinde gerekli önlemlerin alınarak, organizasyonun sağlanması ve kontrol, denetim mekanizmasının oturtulması ile mümkündür. Saymış olduğumuz hususlar sağlıklı bir şekilde yürütülen İSG hizmetleriyle mümkündür. Söz konusu İSG hizmetlerinin merkezinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulunmaktadır. 6331 sayılı Kanun kapsamında resmi bir ertelemenin söz konusu olmadığı görülmektedir. Bununla beraber iş kazalarının önüne geçilmesi için kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirerek gerekli hizmetleri almaya başlaması ve düzenlemeleri yapması son derece isabetli olacaktır.
İSG Hizmet Sağlayıcıları: İş Güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimi, Diğer Sağlık Personeli, Ortak Sağlık Güvenlik Birimi
Kaynak ve daha fazlası:
GİRİŞ
1 Temmuz 2016 tarihinden itibaren kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’unun iş sağlığı ve güvenliği (İSG) hizmetlerini düzenleyen 6’ıncı maddesi geçerli hale gelmiştir. Bu madde kapsamında bir kişi daha istihdam eden işyerleri kamu ve özel sektör ayrımı olmaksınız iş güvenliği uzmanından ve işyeri hekiminden hizmet olması gerekmektedir. 4 Temmuz tarihinde Başbakan Yıldırım’ın ve daha önce Çalışma Bakanı Soylu’nun söz konusu hükmün ertelenmesi ile ilgili yapmış olduğu açıklamalar işverenler ve İSG alanında hizmet sağlayıcıları arasında ciddi kafa karışıklıklarına sebep olmuştur. Her hangi bir ertelemenin mevcut olup olmadığını anlayabilmek için öncelikle yapılan açıklamaları değerlendirmeli ve Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulunun işleyişini incelemek gerekmektedir.
Yapılan Açıklamalar
Bilindiği gibi 4 Temmuz tarihinde Başbakan Yıldırım, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın bazı hükümlerinin yürürlük tarihinin 1 Temmuz olduğunu anımsatarak, bazı hükümlerin yürürlük süresini 1 yıl öteleyeceklerini bildirdi. Yasanın uygulanan kısımlarında bir sorunun olmadığını, ama bazı maddelerinde küçük bir iki konuda henüz alt yapının hazır olmadığını belirterek, “O altyapıyı hazırlayana kadar bir zamana ihtiyacımız var. Onun için burada yaşanacak olumsuzlukların önüne geçmek için böyle bir karar aldık ama yasayla ilgili bir geri adım yok, yasa uygulanacak.” diye konuştu. Yapılan açıklama kafaların karışmasına ve 6331 sayılı Kanun kapsamında bir erteleme beklentisine sebep oldu. Bu açıklamadan birkaç gün önce Çalışma Bakanı Soylu’nun yapmış olduğu açıklamada 30 Haziran 2012 tarihinde yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun uygulanması için yeterli sayıda iş sağlığı güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi olmadığı için; önce 31.12.2013 tarihine, daha sonra da aynı gerekçeyle 01.07.2016 tarihine erteleme yapıldığını hatırlatan Süleyman Soylu, ancak bundan sonraki süreçte herhangi bir ertelemenin söz konusu olmayacağını söyledi. Her iki açıklamada yer alan çelişki kafaların karışmasına sebep oldu. Bakan Soylu’nun yapmış olduğu açıklamanın devamına baktığımızda iş sağlığı ve güvenliği hizmetinin 2017’ye kadar olan sürecin programlı denetim kapsamında bir denetim yapılmayacağı ancak buna karşılık şikâyet üzerine yapılan denetimlerde de cezadan çok yönlendirici ve uyum sağlayıcı bir yaklaşım içinde olacaklarını belirtti. Açıklamayı daha iyi anlayabilmek için iş sağlığı ve güvenliği denetim mekanizmasına yakından bakmamız gerekmektedir.
Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği Denetim Sistemi
Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği denetimleri Çalışma ve Sosyal Güvenliği Bakanlığının bünyesinde bulunan iş teftiş kurulu tarafından yapılmaktadır. İş teftiş kurulu çalışma hayatını hem işin yürütümü hem de iş sağlığı ve güvenliği yönünden denetler. Teftiş kurulu iki çeşit denetim şekli yürütür. Bunlar inceleme teftişler ve programlı teftişler olmak üzere iki ana başlıkta düzenlenir.
Teftiş Türleri ve Genel Çalışma Planı
Genel Çalışma Planı, geçmiş yıl/yıllara ait istatistiki veriler, ulusal politikalar ve ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak çalışma hayatının riskleri ve öncelikleri ile Kurul Başkanlığının kaynakları dikkate alınmak suretiyle yıllık olarak hazırlanır. Genel Çalışma Planı, “programlı teftişler” ve “incelemelerden oluşan program dışı teftişler” olmak üzere iki temel bölümden oluşur. Genel Çalışma Planının “programlı teftiş” ağırlıklı olarak hazırlanması esastır. Genel çalışma planının iş teftişine ilişkin bölümü “işin yürütümü” ve “iş sağlığı ve güvenliği” teftişleri için ayrı ayrı hazırlanır.
- Programlı Teftişler
2.İnceleme Teftişler
İncelemelerden oluşan program dışı teftişler ise programlı teftişler dışında kalan güvenlik raporu incelemesi ve ihbar, şikâyet vb. talepler üzerine veya Kurul Başkanlığına intikal ettirilen evraklardan teftiş hizmetiyle bağdaşır nitelikte olanların teftiş programına alınması sonucu gerçekleştirilen teftişlerdir. İş kazaları ve meslek hastalıkları inceleme teftiş kapsamında değerlendirilir.
Erteleme Söz Konusu mu?
Çalışama Bakanlığının denetim sistemini özetlemek gerekirse; İş müfettişleri programlı teftişler ve inceleme teftişler olmak üzere iki ayrı tipte denetim yaparlar. Programlı teftişler belirlenen alanlarda veya sektörlerde ilgili mevzuat hükümlerinin tamamının veya bir kısmının uygulamalarının denetlenmesi amacıyla gerçekleştirilen teftişlerdir. İnceleme teftişler ise programlı teftişler dışında kalan ihbar, şikâyet vb. talepler üzerine gerçekleştirilen teftişlerdir. Başbakan Binali YILDIRIM’IN açıklamasına bakıldığından 6331 sayılı Kanun’da doğrudan bir ertelemenin söz konusu olacağı anlaşılmaktadır. Yalnız Çalışma Bakanı SOYLU’nun ve ÇSGB İş Müfettişlerinin teftiş şekli beraber değerlendirildiğinde ertelemenin söz konusu olmadığı görülmektedir. Programlı teftişlerin uygulama usul ve esasları, kapsamı uygulanmadan bir önceki yıl içinde belirlenir. Bakan Soylu yapmış olduğu açıklamada 2017 programlı teftişlerinde olmadığı bunun haricinde şikâyet, talep vb. sebeplerle inceleme teftiş durumunda mümkün olduğu kadar para cezası verilmeyeceğini belirtmiştir. İçinde bulunduğumuz yılın programlı denetimler 2015 yılı içinde düzenlenmiş olup büyük ölçüde kamu kurumlarını kapsamamaktadır. Bakan SOYLU 2017 yılı programlı denetimlerinde de kamu kurumlarına fazla yer verilmeyeceğini dile getirmiştir. Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin sadece inceleme denetimlerine tabi tutulacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 6331 sayılı Kanun’da iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesinde bir ertelemenin söz konusu olmadığı ancak uygulama esaslarında bir düzenlemenin olacağı aşikârdır.
SONUÇ
Yukarı da açıkladığımız gibi her ne kadar kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine programlı denetimlerde yer verilmeyeceği anlaşılsa da söz konusu işyerinde inceleme denetimler yapılacaktır. Yapılan açıklamalardan işyerlerinin denetlenmeyeceği ve bu sebepten dolayı 6331 sayılı Kanun hükümlerini yerine getirmesinin gerekmediği anlamı çıkarılamaz. Yapılacak inceleme denetimlerinde söz konusu işyerlerine süre verilerek noksanlarının giderilmesi sağlanacağı açıktır. Bununla beraber bilindiği gibi işyerlerinde iş kazası ve meslek hastalığı meydana gelmesi halinde işverenin cezai ve hukuki sorumlulukları doğmaktadır. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesi ancak işyerinde gerekli önlemlerin alınarak, organizasyonun sağlanması ve kontrol, denetim mekanizmasının oturtulması ile mümkündür. Saymış olduğumuz hususlar sağlıklı bir şekilde yürütülen İSG hizmetleriyle mümkündür. Söz konusu İSG hizmetlerinin merkezinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulunmaktadır. 6331 sayılı Kanun kapsamında resmi bir ertelemenin söz konusu olmadığı görülmektedir. Bununla beraber iş kazalarının önüne geçilmesi için kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirerek gerekli hizmetleri almaya başlaması ve düzenlemeleri yapması son derece isabetli olacaktır.
İSG Hizmet Sağlayıcıları: İş Güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimi, Diğer Sağlık Personeli, Ortak Sağlık Güvenlik Birimi
Kaynak ve daha fazlası: