Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözcüsü Hans von Rohlan, 10 işçinin öldüğü asansör kazası ile ilgili kazanın tarafsız ve en kapsamlı şekilde soruşturulması konusunda Türk yetkililerine çağrıda bulundu.
BM'ye bağlı olarak faaliyet gösteren ve tüm dünyada çalışma hayatında ülkelerin uyacakları standartları belirleyen ILO, son dönemde yaşanan ölümcül iş kazaları nedeniyle Türkiye'yi yakından takip ediyor. Today’s Zaman Gazetesi'ne konuşan Rohlan, ILO sözleşmesileri ile ilgili olarak Türkiye'nin geçmişte somut adımlar attığını ancak sektörel çözümler üretilmesi konusunda geri kaldığını söyledi.
Bu konunun ILO tarafından 'Nasıl takip edildiği?' sorusuna Rohland, ilgili komisyonların Türkiye'de son birkaç yılda istihdam ve meslek hayatında yaşanan ayrımcılık vakalarının incelediğini ve Türkiye'nin bu bağlamda imzalamış olduğu meslek hayatında ayrımcılığa dair olan 111 ve 151 numaralı sözleşmelere ait yükümlülüklerini ne kadar yerine getirdiğini analiz ettiklerini belirtti. Rohland, söz konusu sözleşmelerle ilgili ilerleyen aylarda ILO'nun, Türkiye'ye dair bir rapor yayınlanacağını belirtti.
Asansör kazasına ilişkin Rohland, "ILO olarak bizim için asansör kazasının derinlemesine soruşturulması önem arz ediyor." dedi. Bu soruşturma neticesinde tespit edilecek ihmallerin en kısa zamanda üzerine gidilmesi gerektiğini vurgulayan Rohland, "Asansör kazasından sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yeni yasa döneminde inşaat güvenliği konusunda hükümler içeren 167 numaralı ILO sözleşmesinin imzalanması için çalışmaların başladığını söylemişti.167 No'lu sözleşme inşaat güvenliğine dair derinlemesine çözümler getiriyor. Bu sözleşmenin imzalanmasının olumlu bir adım." ifadelerini kullandı.
Asansör güvenliğinin söz konusu sözleşmede ayrı bir konu olarak ele alındığını dile getiren Rohland, "Yük ve insan taşıyan sabit veya seyyar asansörlerin uzman denetim yetkililerince sıklıkla incelemesi söz konusu sözleşmede özellikle belirtilmektedir. Dünyada ölümcül iş kazalarında 3'ncü olan Türkiye'de son 12 yılda 14 bine yakın işçi hayatını kaybetti. Hükümetin yeni yasa döneminde hem 167 numaralı ILO sözleşmesini, hem de 176 numaralı maden güvenliği hakkındaki ILO sözleşmesinin onaylanması için çalışmalara başlamasının Türkiye'nin bu kötü şöhretten kurtulmasına ne kadar yardımcı olacağı ilerleyen zamanlarda görülecektir." şeklinde konuştu.
Rohland söz konusu sözleşmenin işletme sahiplerine de önemli sorumluluklar getirdiğini ifade ederek, "Sözleşmeye göre işletme sahipleri madenin uygun şekilde inşa edilmesi, yeterli düzeyde havalandırılması, düzenli bir şekilde denetimi ile yangın ve patlamalar için önlem alınması, acil durum planlamasının yapılması ve işçilerin tahliyesinin yapılacağı durumlarda gerekli sistemin sağlanması konularında sorumluluk taşımaktadırlar. Ayrıca yer altında mahsur kalan kimselerin yer tespitini sağlayan bir sistemin kurulması şart koşulmaktadır." bilgisini verdi.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözcüsü Hans von Rohland'a göre söz konusu sözleşme ile hükümet ve ilgili aktörlerin maden sektöründeki çalışma koşullarının denetimi ve sektörel sorunların çözümü konusunda düzenli olarak bir araya gelinmesi öngörülüyor.
Öte yandan Hans von Rohlan, 7 bin okul müdürünün hükümete bağlı olmayan sendikalara üye olmaması sebebiyle görevden alınmalarını incelemeye aldıklarını açıkladı.
Ağustos ayında 7 bin okul müdürünün hükümete bağlı olmayan sendikalara üye olmaması sebebiyle görevden alınmaları ile müdürleri ülke çapında protestoları gerçekleştirmişti. Akabinde Eğitim-Sen ve Aktif-Sen'in ILO'ya söz konusu ayrımcılık hakkında şikayette bulundukları ortaya çıkmıştı.
CİHANhttp://
BM'ye bağlı olarak faaliyet gösteren ve tüm dünyada çalışma hayatında ülkelerin uyacakları standartları belirleyen ILO, son dönemde yaşanan ölümcül iş kazaları nedeniyle Türkiye'yi yakından takip ediyor. Today’s Zaman Gazetesi'ne konuşan Rohlan, ILO sözleşmesileri ile ilgili olarak Türkiye'nin geçmişte somut adımlar attığını ancak sektörel çözümler üretilmesi konusunda geri kaldığını söyledi.
Bu konunun ILO tarafından 'Nasıl takip edildiği?' sorusuna Rohland, ilgili komisyonların Türkiye'de son birkaç yılda istihdam ve meslek hayatında yaşanan ayrımcılık vakalarının incelediğini ve Türkiye'nin bu bağlamda imzalamış olduğu meslek hayatında ayrımcılığa dair olan 111 ve 151 numaralı sözleşmelere ait yükümlülüklerini ne kadar yerine getirdiğini analiz ettiklerini belirtti. Rohland, söz konusu sözleşmelerle ilgili ilerleyen aylarda ILO'nun, Türkiye'ye dair bir rapor yayınlanacağını belirtti.
Asansör kazasına ilişkin Rohland, "ILO olarak bizim için asansör kazasının derinlemesine soruşturulması önem arz ediyor." dedi. Bu soruşturma neticesinde tespit edilecek ihmallerin en kısa zamanda üzerine gidilmesi gerektiğini vurgulayan Rohland, "Asansör kazasından sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yeni yasa döneminde inşaat güvenliği konusunda hükümler içeren 167 numaralı ILO sözleşmesinin imzalanması için çalışmaların başladığını söylemişti.167 No'lu sözleşme inşaat güvenliğine dair derinlemesine çözümler getiriyor. Bu sözleşmenin imzalanmasının olumlu bir adım." ifadelerini kullandı.
Asansör güvenliğinin söz konusu sözleşmede ayrı bir konu olarak ele alındığını dile getiren Rohland, "Yük ve insan taşıyan sabit veya seyyar asansörlerin uzman denetim yetkililerince sıklıkla incelemesi söz konusu sözleşmede özellikle belirtilmektedir. Dünyada ölümcül iş kazalarında 3'ncü olan Türkiye'de son 12 yılda 14 bine yakın işçi hayatını kaybetti. Hükümetin yeni yasa döneminde hem 167 numaralı ILO sözleşmesini, hem de 176 numaralı maden güvenliği hakkındaki ILO sözleşmesinin onaylanması için çalışmalara başlamasının Türkiye'nin bu kötü şöhretten kurtulmasına ne kadar yardımcı olacağı ilerleyen zamanlarda görülecektir." şeklinde konuştu.
Rohland söz konusu sözleşmenin işletme sahiplerine de önemli sorumluluklar getirdiğini ifade ederek, "Sözleşmeye göre işletme sahipleri madenin uygun şekilde inşa edilmesi, yeterli düzeyde havalandırılması, düzenli bir şekilde denetimi ile yangın ve patlamalar için önlem alınması, acil durum planlamasının yapılması ve işçilerin tahliyesinin yapılacağı durumlarda gerekli sistemin sağlanması konularında sorumluluk taşımaktadırlar. Ayrıca yer altında mahsur kalan kimselerin yer tespitini sağlayan bir sistemin kurulması şart koşulmaktadır." bilgisini verdi.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözcüsü Hans von Rohland'a göre söz konusu sözleşme ile hükümet ve ilgili aktörlerin maden sektöründeki çalışma koşullarının denetimi ve sektörel sorunların çözümü konusunda düzenli olarak bir araya gelinmesi öngörülüyor.
Öte yandan Hans von Rohlan, 7 bin okul müdürünün hükümete bağlı olmayan sendikalara üye olmaması sebebiyle görevden alınmalarını incelemeye aldıklarını açıkladı.
Ağustos ayında 7 bin okul müdürünün hükümete bağlı olmayan sendikalara üye olmaması sebebiyle görevden alınmaları ile müdürleri ülke çapında protestoları gerçekleştirmişti. Akabinde Eğitim-Sen ve Aktif-Sen'in ILO'ya söz konusu ayrımcılık hakkında şikayette bulundukları ortaya çıkmıştı.
CİHANhttp://