Eşitlik- Özgürlük- Ulusal Egemenlik- Çoğulculuk (Çok Particilik)-Temel hak ve hürriyetlerin güvenliğinden biri olmaz ise demokrasi olmaz.
İş güvencesi; 4857 sayılı İş Kanununda yer alan, 30 dan fazla çalışanı olan bir işverene iş sözleşmesi ile bağlı çalışan bir İŞÇİ için keyfi, gerekçesiz ve haksız olarak (İŞÇİNİN İŞVEREN AÇISINDAN YARARSIZ OLMASI, İŞVERENİN SIRTINA BİNMİŞ OLMASI HAKLI BİR GEREKÇEDİR!) işten çıkarılmasının önünü kesen bir düzenlemedir.
İş güvencesi; çağdaş demokrasilerin (Konut faiz oranlarının sıfır veya bir virgüllü rakamlarda olduğu ülkelerde), çağdaş çalışma hayatının ve bağlayıcı İLO sözleşmelerinin gereği olduğu için AKP’nin ilk iktidar yıllarında gerçekleştirilmiş ve sahip çıkılması gereken bir düzenlemedir.
İş güvencesi; temel hak ve özgürlükler içinde yer alan çalışma hak özgürlüğünü ilgilendiren, önemli, ilerici ve işçi lehine olan (Bütün eksik ve gecikmelere rağmen) bir düzenlemedir.
Bu düzenlemenin kaldırılması, 30’dan fazla çalışanı olan tüm sermaye sahibi işverenlere hizmet edecek, belki de onlara başta cinsiyet, dil, din, ırk , etnik köken veya başka bir nedenle işçinin hizmet sözleşmesinin feshi olanağını sağlayacaktır.
İşverenin, her dediğine evet demeyen işçilerin (ihbar ve kıdem tazminatları ödenmiş olması koşulu olsa da, örneğin akşam yemeği teklifini reddeden ve bu redde bir kızgınlık olarak ortaya çıkacak tepkiye muhatap olabilecek bir kadın çalışan da dahil) iş sözleşmelerinin feshine neden olabilecektir.
Önemli olan tazminat vererek çalışanı KAPININ ÖNÜNE KOYMAK değil, onları üretimin içinde tutmak olmalıdır. “HAZIRA DAĞ DAYANMAZ” Tazminat bitti. Kayıt ol İŞ-KUR ’a. İşsizlik mi? Oda Ne? Denmez ise. Bekle.
İşçilerin, sendikaların ve emekten yana olduğunu iddia eden tüm kurum ve kuruluşların ve konu ile ilgisini proğramında belirtem siyasi partilerin , bu konuda yarına kalmadan hemen bir açıklama ile duruma müdahale etmeleri gerektiğine inanıyorum.
Demokrasi isteniyorsa, bunun istendiği sahiden de ihtiyaç halinde sergilenmesi gereken davranış ve eylemlerle gösterilmelidir. Demokrasi nöbetleri gibi. (!)
Eşitlik- Özgürlük- Ulusal Egemenlik- Çoğulculuk (Çok Particilik)-Temel hak ve hürriyetlerin güvenliğin- den biri olmaz ise demokrasi olmaz.
Avukat Hüseyin Numan Bilir
(Teknik Öğretmen-A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı)
İş güvencesi; 4857 sayılı İş Kanununda yer alan, 30 dan fazla çalışanı olan bir işverene iş sözleşmesi ile bağlı çalışan bir İŞÇİ için keyfi, gerekçesiz ve haksız olarak (İŞÇİNİN İŞVEREN AÇISINDAN YARARSIZ OLMASI, İŞVERENİN SIRTINA BİNMİŞ OLMASI HAKLI BİR GEREKÇEDİR!) işten çıkarılmasının önünü kesen bir düzenlemedir.
İş güvencesi; çağdaş demokrasilerin (Konut faiz oranlarının sıfır veya bir virgüllü rakamlarda olduğu ülkelerde), çağdaş çalışma hayatının ve bağlayıcı İLO sözleşmelerinin gereği olduğu için AKP’nin ilk iktidar yıllarında gerçekleştirilmiş ve sahip çıkılması gereken bir düzenlemedir.
İş güvencesi; temel hak ve özgürlükler içinde yer alan çalışma hak özgürlüğünü ilgilendiren, önemli, ilerici ve işçi lehine olan (Bütün eksik ve gecikmelere rağmen) bir düzenlemedir.
Bu düzenlemenin kaldırılması, 30’dan fazla çalışanı olan tüm sermaye sahibi işverenlere hizmet edecek, belki de onlara başta cinsiyet, dil, din, ırk , etnik köken veya başka bir nedenle işçinin hizmet sözleşmesinin feshi olanağını sağlayacaktır.
İşverenin, her dediğine evet demeyen işçilerin (ihbar ve kıdem tazminatları ödenmiş olması koşulu olsa da, örneğin akşam yemeği teklifini reddeden ve bu redde bir kızgınlık olarak ortaya çıkacak tepkiye muhatap olabilecek bir kadın çalışan da dahil) iş sözleşmelerinin feshine neden olabilecektir.
Önemli olan tazminat vererek çalışanı KAPININ ÖNÜNE KOYMAK değil, onları üretimin içinde tutmak olmalıdır. “HAZIRA DAĞ DAYANMAZ” Tazminat bitti. Kayıt ol İŞ-KUR ’a. İşsizlik mi? Oda Ne? Denmez ise. Bekle.
İşçilerin, sendikaların ve emekten yana olduğunu iddia eden tüm kurum ve kuruluşların ve konu ile ilgisini proğramında belirtem siyasi partilerin , bu konuda yarına kalmadan hemen bir açıklama ile duruma müdahale etmeleri gerektiğine inanıyorum.
Demokrasi isteniyorsa, bunun istendiği sahiden de ihtiyaç halinde sergilenmesi gereken davranış ve eylemlerle gösterilmelidir. Demokrasi nöbetleri gibi. (!)
Eşitlik- Özgürlük- Ulusal Egemenlik- Çoğulculuk (Çok Particilik)-Temel hak ve hürriyetlerin güvenliğin- den biri olmaz ise demokrasi olmaz.
Avukat Hüseyin Numan Bilir
(Teknik Öğretmen-A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı)