Ermenek'te üçüncü duruşma
Karaman'ın Ermenek ilçesinde 18 işçinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasına ilişkin davanın üçüncü duruşması, tanıkların dinlenmesiyle devam ediyor. Madende usta olarak çalışan Öndür, “Olaydan önceki vardiyada durumu söylediğim şefimiz, 'Devam et oğlum, oh oh kömür de çok' dedi” ifadesini kullandı.
4 Ağu 2015 Güncelleme 12:06 TSİ
Ermenek'in Pakumlu köyündeki linyit ocağında eski ocakta biriken suyun basması sonucu mahsur kalan 18 madencinin cansız bedenlerine ulaşılmıştı.[Fotoğraf: AA-Arşiv]
Karaman’ın Ermenek ilçesinde geçen yıl 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 3'ü tutuklu, 16 sanığın yargılandığı davanın dün başlayan üçüncü duruşması, tanıkların dinlenmesiyle sürüyor. Tanıklardan maden çalışanı İbrahim Öner, madende bazı bölümlerin müfettişler gelmeden önce barajlama yapılarak kapatıldığını iddia etti. Bu şekilde, çalışılan yerlerin gizlendiğini savunan Öner, denetleme sonrası söz konusu yerlerin yeniden açıldığını söyledi. Bunun üzerine söz alan maden mühendisi Cemile Karaca ise iddiaları yalanladı.
Usta olarak çalışan Mehmet Öndür de çalışılan yerde özellikle son gün aşırı derecede gevşeme olduğunu ve kömürün zorlamaya gerek kalmadan kendiliğinden geldiğini söyledi.
Öndür, mühendis Yavuz Özsoy'un kazadan 15 gün önce kendilerine ufak bir suya rastlanabileceğini ve böyle bir durumla karşılaşıldığında hemen kaçılmasını söylediğini aktardı:
"Korkarak çalışıyordum. Kömürde aşırı derecede gevşeme olduğu için bir yerin delineceğini düşünüyor, bir an üzerime dağ gelecekmiş gibi hissediyordum. Olaydan önceki vardiyada durumu söylediğim şefimiz, 'Devam et oğlum, oh oh kömür de çok' dedi. Çalıştığım yerin arkası boşluğa çıkacak gibiydi. Müfettişler gelmeden önce tehlikeli yerler kapatılıyor, müfettişler gidince de devam ediliyordu. İşçileri az gösterip, maden sahasını barajlarla kapatarak, çalışılan alanı küçük gösteriyorlardı."
Sanık avukatlarının teknik konularda sorular yöneltmesi üzerine Öndür, "O kadar bilsem mühendis olurdum" cevabını verdi. Konuşması bittikten sonra Öndür'e, eşini kaybeden Fadime Haznedar, "Doğru söylediğin için teşekkür ederim ağabey" dedi.
Madenin tahkimat ustası Mehmet Civelek ise şeflerinin suyun patlayacağını bildiğini ancak mesafe olduğu düşünüldüğü için çalışılmaya devam edildiğini iddia etti.
28 Ekim'deki facia
Ermenek'in Pakumlu köyü Cenne mevkiinde 28 Ekim günü Has Şekerler Madencilik Şirketi'ne ait linyit ocağında eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 madenci mahsur kalmıştı. 38 gün süren kurtarma çalışmalarında, farklı zamanlarda mahsur kalan 18 işçinin cansız bedenleri ocaktan çıkartılmıştı.
Maden ocağının sahibi Saffet Uyar, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey, daimi nezaretçi maden mühendisi Yavuz Özsoy, Mehmet Zeybek, daimi nezaretçi maden mühendisi Cemile Karaca, maden mühendisi Nuray Yetiş, iş güvenliği uzmanları Engin Yetim ve Cemal Demircioğlu, bir süre ocakta çalışan Hayrettin Kirazcı, firma yöneticisi Hüseyin Hüsnü Özbey, bir firmada yönetici Şerafettin Zeybek, teknik nezaretçiler Öjen Ünlü ve Ahmet Dağdeviren, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla yargılanıyor.
Teknik nezaretçi Ali Kurt, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" ve "özel belgede sahtecilik", ocakta çalışan Naci Özsoy, "özel belgede sahtecilik", puantör Mustafa Ayan, "bildirim yükümlülüğünün ihlali"nden hâkim karşısına çıkıyor.
Kaynak: AA
Karaman'ın Ermenek ilçesinde 18 işçinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasına ilişkin davanın üçüncü duruşması, tanıkların dinlenmesiyle devam ediyor. Madende usta olarak çalışan Öndür, “Olaydan önceki vardiyada durumu söylediğim şefimiz, 'Devam et oğlum, oh oh kömür de çok' dedi” ifadesini kullandı.
4 Ağu 2015 Güncelleme 12:06 TSİ
Ermenek'in Pakumlu köyündeki linyit ocağında eski ocakta biriken suyun basması sonucu mahsur kalan 18 madencinin cansız bedenlerine ulaşılmıştı.[Fotoğraf: AA-Arşiv]
Karaman’ın Ermenek ilçesinde geçen yıl 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 3'ü tutuklu, 16 sanığın yargılandığı davanın dün başlayan üçüncü duruşması, tanıkların dinlenmesiyle sürüyor. Tanıklardan maden çalışanı İbrahim Öner, madende bazı bölümlerin müfettişler gelmeden önce barajlama yapılarak kapatıldığını iddia etti. Bu şekilde, çalışılan yerlerin gizlendiğini savunan Öner, denetleme sonrası söz konusu yerlerin yeniden açıldığını söyledi. Bunun üzerine söz alan maden mühendisi Cemile Karaca ise iddiaları yalanladı.
Usta olarak çalışan Mehmet Öndür de çalışılan yerde özellikle son gün aşırı derecede gevşeme olduğunu ve kömürün zorlamaya gerek kalmadan kendiliğinden geldiğini söyledi.
Öndür, mühendis Yavuz Özsoy'un kazadan 15 gün önce kendilerine ufak bir suya rastlanabileceğini ve böyle bir durumla karşılaşıldığında hemen kaçılmasını söylediğini aktardı:
"Korkarak çalışıyordum. Kömürde aşırı derecede gevşeme olduğu için bir yerin delineceğini düşünüyor, bir an üzerime dağ gelecekmiş gibi hissediyordum. Olaydan önceki vardiyada durumu söylediğim şefimiz, 'Devam et oğlum, oh oh kömür de çok' dedi. Çalıştığım yerin arkası boşluğa çıkacak gibiydi. Müfettişler gelmeden önce tehlikeli yerler kapatılıyor, müfettişler gidince de devam ediliyordu. İşçileri az gösterip, maden sahasını barajlarla kapatarak, çalışılan alanı küçük gösteriyorlardı."
Sanık avukatlarının teknik konularda sorular yöneltmesi üzerine Öndür, "O kadar bilsem mühendis olurdum" cevabını verdi. Konuşması bittikten sonra Öndür'e, eşini kaybeden Fadime Haznedar, "Doğru söylediğin için teşekkür ederim ağabey" dedi.
Madenin tahkimat ustası Mehmet Civelek ise şeflerinin suyun patlayacağını bildiğini ancak mesafe olduğu düşünüldüğü için çalışılmaya devam edildiğini iddia etti.
28 Ekim'deki facia
Ermenek'in Pakumlu köyü Cenne mevkiinde 28 Ekim günü Has Şekerler Madencilik Şirketi'ne ait linyit ocağında eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 madenci mahsur kalmıştı. 38 gün süren kurtarma çalışmalarında, farklı zamanlarda mahsur kalan 18 işçinin cansız bedenleri ocaktan çıkartılmıştı.
Maden ocağının sahibi Saffet Uyar, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey, daimi nezaretçi maden mühendisi Yavuz Özsoy, Mehmet Zeybek, daimi nezaretçi maden mühendisi Cemile Karaca, maden mühendisi Nuray Yetiş, iş güvenliği uzmanları Engin Yetim ve Cemal Demircioğlu, bir süre ocakta çalışan Hayrettin Kirazcı, firma yöneticisi Hüseyin Hüsnü Özbey, bir firmada yönetici Şerafettin Zeybek, teknik nezaretçiler Öjen Ünlü ve Ahmet Dağdeviren, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla yargılanıyor.
Teknik nezaretçi Ali Kurt, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" ve "özel belgede sahtecilik", ocakta çalışan Naci Özsoy, "özel belgede sahtecilik", puantör Mustafa Ayan, "bildirim yükümlülüğünün ihlali"nden hâkim karşısına çıkıyor.
Kaynak: AA
Moderatörün son düzenlenenleri: