Büyük insanlığın kömür çocukları...
08 Aralık 2014
Daha ucuz iş gücü olmaları nedeniyle kömür işinin yüzde 50’sini 8-9 yaşında çocuklar yapıyor. Odun, plastik, demir ne buldularsa ondan yaptıkları kondularında yaşayan insanların evlerinde tuvalet ve su yok.
Hilal ÜNLÜ
Smokey Mountain, Filipinler’in başkenti Manila’nın kuzeyinde, deniz kenarında Tondo semtinde, gecekonduların bulunduğu bir bölge. 50 metre yüksekliğinde, 2 milyon tondan fazla çöp yığınıyla Manila’nın en büyük çöp alanı olan Smokey Mountains İngilizcede dumanlı dağ anlamına geliyor. Alabildiğine yoksulluğun hakim olduğu bu bölgeye, çöplerin ve kömür üretimi için kullanılan odunların yakılması sonucu oluşan dumandan dolayı bu isim verilmiş. Bölgedeki gecekondularda, geçimini çöpten ve açık alanda yapılan odun kömüründen sağlayan 30 bin insan yaşıyor.
1995’de uluslararası imajının sarsılmasından dolayı Filipin devleti, bu alanı, sakinlere 2 hafta gibi kısa bir süre tanıyarak boşaltma girişiminde bulunmuş. Yalnızca bölgede evi olanlara yardım sözü vererek il dışında konut göstermiş. Ancak devletin bu çabası, sözü verilen yardım bu konutların yarısını bile ödeyecek miktarda olmadığı ve sakinler gösterilen bölgeye gittiklerinde geçimlerini sağlayacak bir işleri olmayacağı için işlememiş. İnsanlar, her ne kadar resmi olarak burada yaşadıkları yok sayılsa da, hâlâ bu alanda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
EVLERDE TUVALET VE SU YOK
Odun, plastik, demir ne buldularsa ondan yaptıkları kondularında yaşıyan insanların evlerinde tuvalet ve su yok. İçinde su olmayan bir genel tuvalet var ancak ücretli; 0.12 dolar. Su kısıtlı bir şekilde tankerlerle taşınıyor; parası olanlar içme suyunu satın alıyor, olmayan deniz suyunu kullanıyor. Elektrik için jeneratör kullanılıyor; akşam 18.00 ile sabah 06.30 arası mevcut. Tahta döşemeli kuru yerde yatılıyor.
Evler arasında sokaklar araba giremeyecek darlıkta. Sokak aralarına yerlere evlerden akan kirli sulara basmamak için gelişigüzel tahtalar yerleştirilmiş. Su kaynağı ve drenaj sistemi olmadığı için atık sular sokaklardan bir hendeğe, oradan doğrudan denize akıyor. Korkunç bir koku ve bolca sivrisineğin bulunduğu bölgede hamam böcekleri ve fareler, sokaklarda ev denilemeyecek konutların içinde fink atıyor.
HER ŞEYE RAĞMEN GÜLEN YÜZLER
İspanyol Fotoğraf Sanatçısı Manu Mart´ın fotoğraflarından bize yansıdığı kadarıyla, çocuklar bu çöp dağında odun kömürü fırınlarından ve yakılan çöplerden çıkan kesif koku ve zehirli dumanlar arasında her şeye rağmen iş aralarında kısa süre de olsa eğlenmeyi başarabiliyorlar. Yani ne kömürün karası ne çöpün kokusu, sokağında feneri, penceresinde camı, evinde suyu olmayan büyük insanlığın çocuklarının gözlerindeki gülüşü karartabiliyor...
KÖMÜR ÇOCUKLARI
Halk geçimini çöpten ve açık havada odundan üretilen kömürden sağlıyor. Bölgede, tonlarca odunun yoksul ve küçük ellerin kömüre dönüştüğü 200 fırın bulunuyor. Geleneksel besinleri tuzlanmış kuru balık ve kaynamış pirinç olan yaklaşık 2 bin ailenin geçimini sağladığı bu fırınlar, günde 24 saat işler halde. Bu fırınlarda, insanlık dışı koşullarda, çocuklarıyla birlikte çalışan bir ailenin elde ettiği gelir en fazla 400 TL.
Daha ucuz iş gücü olmaları nedeniyle kömür işinin yüzde 50’sini geneli 8-9 yaşında olan 17 yaşın altında çocuklar yapıyor. Bu çocuklar arasında, ailesi olmayan kimsesiz çocuklar da var. Bunlar, günlük 15-16 saatlik işten sonra geceleri de yakındaki bir kilisede ya da fırınların yanı başında açıkta uyuyorlar. Çoğu zaman paraları ödenmiyor.
Odun yığma, fırın zeminini soğutmak için denizden su taşıma, soğutma işleminden sonra temizlik, kömür toplama ve ancak bir yetişkinin gücünün yetebileceği bir iş olan küreklerle zemin kazma işlerini yapan çocuklar hızlı davramak zorundalar. Bir fırından diğerine koşarak boylarını aşan bir çuval kömürü 1 dolardan daha aza paraya toplayan bu çocukların elleri yanıyor, kesiliyor, çıplak ayakla dolaştıkları için tahtalardakı çivilerin batmasından dolayı yaralanıyorlar. Çoğu zaman bunca işten sonra yorgun düşüp fırınların yanı başında uyuyakalan bu küçük bedenlerde görülen genel hastalıklar, tüberküloz, hepatit B, enfeksiyon, solunum hastalıkları oluyor. Bölgede ortalama yaşam süresi ise 40-45 yıl arası.
08 Aralık 2014
Daha ucuz iş gücü olmaları nedeniyle kömür işinin yüzde 50’sini 8-9 yaşında çocuklar yapıyor. Odun, plastik, demir ne buldularsa ondan yaptıkları kondularında yaşayan insanların evlerinde tuvalet ve su yok.
Hilal ÜNLÜ
Smokey Mountain, Filipinler’in başkenti Manila’nın kuzeyinde, deniz kenarında Tondo semtinde, gecekonduların bulunduğu bir bölge. 50 metre yüksekliğinde, 2 milyon tondan fazla çöp yığınıyla Manila’nın en büyük çöp alanı olan Smokey Mountains İngilizcede dumanlı dağ anlamına geliyor. Alabildiğine yoksulluğun hakim olduğu bu bölgeye, çöplerin ve kömür üretimi için kullanılan odunların yakılması sonucu oluşan dumandan dolayı bu isim verilmiş. Bölgedeki gecekondularda, geçimini çöpten ve açık alanda yapılan odun kömüründen sağlayan 30 bin insan yaşıyor.
1995’de uluslararası imajının sarsılmasından dolayı Filipin devleti, bu alanı, sakinlere 2 hafta gibi kısa bir süre tanıyarak boşaltma girişiminde bulunmuş. Yalnızca bölgede evi olanlara yardım sözü vererek il dışında konut göstermiş. Ancak devletin bu çabası, sözü verilen yardım bu konutların yarısını bile ödeyecek miktarda olmadığı ve sakinler gösterilen bölgeye gittiklerinde geçimlerini sağlayacak bir işleri olmayacağı için işlememiş. İnsanlar, her ne kadar resmi olarak burada yaşadıkları yok sayılsa da, hâlâ bu alanda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
EVLERDE TUVALET VE SU YOK
Odun, plastik, demir ne buldularsa ondan yaptıkları kondularında yaşıyan insanların evlerinde tuvalet ve su yok. İçinde su olmayan bir genel tuvalet var ancak ücretli; 0.12 dolar. Su kısıtlı bir şekilde tankerlerle taşınıyor; parası olanlar içme suyunu satın alıyor, olmayan deniz suyunu kullanıyor. Elektrik için jeneratör kullanılıyor; akşam 18.00 ile sabah 06.30 arası mevcut. Tahta döşemeli kuru yerde yatılıyor.
Evler arasında sokaklar araba giremeyecek darlıkta. Sokak aralarına yerlere evlerden akan kirli sulara basmamak için gelişigüzel tahtalar yerleştirilmiş. Su kaynağı ve drenaj sistemi olmadığı için atık sular sokaklardan bir hendeğe, oradan doğrudan denize akıyor. Korkunç bir koku ve bolca sivrisineğin bulunduğu bölgede hamam böcekleri ve fareler, sokaklarda ev denilemeyecek konutların içinde fink atıyor.
HER ŞEYE RAĞMEN GÜLEN YÜZLER
İspanyol Fotoğraf Sanatçısı Manu Mart´ın fotoğraflarından bize yansıdığı kadarıyla, çocuklar bu çöp dağında odun kömürü fırınlarından ve yakılan çöplerden çıkan kesif koku ve zehirli dumanlar arasında her şeye rağmen iş aralarında kısa süre de olsa eğlenmeyi başarabiliyorlar. Yani ne kömürün karası ne çöpün kokusu, sokağında feneri, penceresinde camı, evinde suyu olmayan büyük insanlığın çocuklarının gözlerindeki gülüşü karartabiliyor...
KÖMÜR ÇOCUKLARI
Halk geçimini çöpten ve açık havada odundan üretilen kömürden sağlıyor. Bölgede, tonlarca odunun yoksul ve küçük ellerin kömüre dönüştüğü 200 fırın bulunuyor. Geleneksel besinleri tuzlanmış kuru balık ve kaynamış pirinç olan yaklaşık 2 bin ailenin geçimini sağladığı bu fırınlar, günde 24 saat işler halde. Bu fırınlarda, insanlık dışı koşullarda, çocuklarıyla birlikte çalışan bir ailenin elde ettiği gelir en fazla 400 TL.
Daha ucuz iş gücü olmaları nedeniyle kömür işinin yüzde 50’sini geneli 8-9 yaşında olan 17 yaşın altında çocuklar yapıyor. Bu çocuklar arasında, ailesi olmayan kimsesiz çocuklar da var. Bunlar, günlük 15-16 saatlik işten sonra geceleri de yakındaki bir kilisede ya da fırınların yanı başında açıkta uyuyorlar. Çoğu zaman paraları ödenmiyor.
Odun yığma, fırın zeminini soğutmak için denizden su taşıma, soğutma işleminden sonra temizlik, kömür toplama ve ancak bir yetişkinin gücünün yetebileceği bir iş olan küreklerle zemin kazma işlerini yapan çocuklar hızlı davramak zorundalar. Bir fırından diğerine koşarak boylarını aşan bir çuval kömürü 1 dolardan daha aza paraya toplayan bu çocukların elleri yanıyor, kesiliyor, çıplak ayakla dolaştıkları için tahtalardakı çivilerin batmasından dolayı yaralanıyorlar. Çoğu zaman bunca işten sonra yorgun düşüp fırınların yanı başında uyuyakalan bu küçük bedenlerde görülen genel hastalıklar, tüberküloz, hepatit B, enfeksiyon, solunum hastalıkları oluyor. Bölgede ortalama yaşam süresi ise 40-45 yıl arası.