Cumhurbaşkanı ve Başbakana İş Sağlığı ve Güvenliği Bakanlığı mektubu
Gümüşhane Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi Gülendam Akkuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bir mektup yazarak İş Sağlığı ve Güvenliği Bakanlığının kurulmasını istedi.
Bitlis'in Ahlat ilçesinde ikamet eden Gümüşhane Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 2. sınıf öğrencilerinden Gülendam Akkuş, “Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Başbakanımıza açık mektup” diyerek başladığı mektubunda, “Türkiye'de Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı var, niçin İş Sağlığı ve Güvenliği Bakanlığımız yok?” diye sordu.
Gülendam Akkuş, ülkemizin son yıllarda, her alanda hızla gelişen ve büyüyen bir ülke olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Sanayi alanındaki baş döndürücü teknolojik gelişmeler, ülkemizin kalkınmasında ve büyümesinde lokomotif görevi yapmaktadır. Ancak buna paralel olarak üretim sahalarında yaşanan ölümcül iş kazaları hızla artmaktadır.”
İş sağlığı ve güvenliği konusunda alınması gereken tedbirler hakkında 2002-2014 yılları arasındaki verileri hatırlatan Gülendam Akkuş, şunları söyledi: “İş sağlığı ve güvenliği konusunda alınması gereken tedbirler, toplumu bilinçlendirme, denetim mekanizması konularında etkili önlemlerin alınamadığı bir gerçektir. Bu bağlamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verilerine göre, 2002-2013 yılları arasında iş kazası geçiren toplam sigortalı sayısı 1 milyon 921 bin kişidir. Bu kazalarda ölen toplam sigortalı sayısı 13 bin 510 kişidir. En fazla iş kazası 191 bin 247 kişi ile 2013 yılında olurken, en fazla iş kazası sonucu sigortalı işçinin öldüğü yıl ise 1700 kişi ile 2011 yılı oldu. İş göremezlik raporu alan başhekim onaylı kişi sayısı 2002-2014 yılları arasında 15 milyon 519 bin 496 kişidir. Bu rakamlar iş kazalarının ne kadar ciddi bir boyuta geldiğini açıkça göstermektedir.”
Eğitim ve yaş gurubuna göre iş kazası verilerini anlatan Gülendam Akkuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim durumuna göre 2013 yılında iş kazası geçirenlerin oranları incelendiğinde; son 12 ay içinde istihdam edilen lise altı eğitimlilerin yüzde 2,8’i bir iş kazası geçirirken, genel lise mezunlarında bu oran yüzde 1,7, lise ve dengi meslek okul mezunlarında yüzde 2,4, yüksek öğretim mezunlarında ise yüzde 1 olarak tahmin edilmiştir. Yaş grubuna göre 2013 yılında iş kazası geçirenlerin oranları incelendiğinde; son 12 ay içinde istihdam edilen 15‐24 yaş grubundaki fertlerde iş kazası geçirenlerin oranı yüzde 1,9 iken, 25‐34 yaş grubunda bu oran yüzde 2,3, 35‐54 yaş grubunda yüzde 2,6 ve 55 ve daha yukarı yaştakilerde yüzde 2 olarak gerçekleşmiştir."
İş kazalarının çoğunun küçük ve orta bütçeli işletmelerde meydana gelirken, diğer iş kazaları sıralamalarının inşaat, metal iş kolları ve maden olarak devam ettiğini anlatan Akkuş, mektubunda şu ifadeleri kullandı: “İş kazalarında Avrupa'da birinci olan ülkemiz, Orta Doğu'da üçüncü sırada yer almaktadır. Bütün iyileştirmelere rağmen 100 bin işçide ölümlü iş kazalarıyla mukayese edildiğinde, İngiltere'den 20 kat fazla ölümlü kazayla muhatap oluyoruz. Bir iş kazasında, bir insanımızın hastalanması, bir işçimizin ölmesi bizim için çok büyük bir ayıptır. Bu ayıp 2015 Türkiye'sine yakışmamaktadır. Bir işçinin ölüyor olması insanlığımızın ölüyor olmasına eşdeğerdir. Ülkemizde maalesef sanayide, maden ocaklarında, tersanelerde, inşaat sektöründe büyük infial uyandıran iş kazaları meydana geldiğinde, devletimiz nezdinde ve kamuoyunda birkaç gün konuşulmakta ve çare aranmaktadır. Ancak kısa süre sonra unutulmaktadır."
Soma faciası gibi büyük acıların tekrar yaşanmaması için etkili ve kalıcı çözümlerin üretilmesi ve uygulanması gerektiğini belirten Akkuş, sözlerine şöyle devam etti: "Ülkemizde kangren haline gelen iş kazalarının önlenmesi, ivedilikle alınması gereken tedbirler, eğitim ve yüksek denetimle mümkündür. Bu sorunun asgariye inmesi için öncelikli olarak işverenler ve işçiler ile iyi bir iletişimin kurulması, okullarımızda iş sağlığı ve güvenliği dersinin zorunlu ders olarak verilmesi, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili bilimsel araştırma ve geliştirme yapılması için bir endüstrinin kurulması ve tüm bu organizasyonları sevk ile idare edecek, denetimi sağlayacak İş Sağlığı ve Güvenliği Bakanlığının kurulması kaçınılmazdır."
İş Sağlığı ve Güvenliği Bakanlığının kurulmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Gülendam Akkuş, mektubunu şöyle tamamladı: “Ülkemizde özellikle son yıllarda yapılan büyük reformlar, atılımlar, yerli üretimde büyük gelişmeler devletimizin ve milletimizin gücünü ve kudretini göstermektedir. Ülkemizde havada uçan kuşun, karada dolaşan hayvanların her türlü hakları yasal güvence altına alınmış ve bakanlık nezdinde takipçisi olunmaktadır. Bu durum insani bir görev ve sorumluluktur. Gereğinin yapılması da gurur vericidir. Ancak aynı hassasiyetin insan hayatına da gösterilmesi gerekmektedir. Göreve geldiği günden beri ülkemizin her alanda kalkınması için başta demokratik, hukuk ve siyasi alanların yanında; ekonomi, üretim ve istihdam alanlarında başarılı reformlar ve hizmetler yapan Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve Sayın Başbakanımızdan yeni kurulan kabinede İş Sağlığı ve Güvenliği Bakanlığının kurulmasını saygıyla arz ve talep ederim.”