Musa Kamil Ekin
Yönetim Grubu
- Katılım
- 6 Nisan 2015
- Sertifika
- C Sınıfı
- Firma
- BelKo ltd.şti.
Almanya’da öncelik çalışanın güvenliğidir...
05 OCAK 2015
İstanbul’da hafta sonu 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan inşaat kazasının ardından Türkiye’de iş güvenliği yeniden tartışmaya açıldı. Dünya genelinde de iş kazaları en çok inşaat sektöründe meydana geliyor. Ancak Türkiye’deki ölüm oranları, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça yüksek. Almanya ise inşaatlar da dâhil, iş kazalarının yasal düzenlemelerle kontrol altına alınabildiği az sayıda ülkeden biri. Almanya Yasal Kaza Sigortası’na (DBUV) bağlı İnşaatçılar Birliği’nin iş kazalarını önlemeden sorumlu başkan vekili Frank Werner, Almanya’da iş güvenliğinin geniş bir yelpazeye yayıldığını şöyle ifade ediyor. “Bir tarafta teknik ile ilgili iş güvenliği sağlanırken, diğer taraftan çalışanın sağlığını ilgilendiren konularda önlemlerin alınması gerekiyor. Yani makinelerin, iş aleti ve malzemelerin gerekli şartlarda olması talep ediliyor. Ve işçinin çalışma esnasında fiziksel ve ruhsal sağlığını etkileyecek faktörlerin ortadan kaldırılması ya da en aza indirgenmesi isteniyor.”
Frank Werner, Almanya’daki işletmelerin iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğuna da işaret ediyor. Werner, bunun için uzmanların iki yıllık bir eğitimden geçtiğini, yazılı ve uygulamalı sınavların ardından sertifika aldıklarını ifade ediyor. Werner ayrıca uzmanların belirli aralıklarla meslek birliklerine ait denetleme kurulları tarafından kontrol edildiklerinikaydediyor. Alman uzman, İnşaatçılar Birliği olarak, İstanbul’da meydana gelen kazadan büyük üzüntü duyduklarının altını çiziyor. İşveren ve çalışanların iş güvenliği bilinci sayesinde Almanya’da kazaların azaldığına dikkat çeken Werner, gelişen teknolojiye paralel iş güvenliği olanaklarının çoğalmasının da inşaat sektöründeki kazaları önlediğini söylüyor. Werner, inşaat sektörü meslek birliği olarak, prim sistemiyle güvenli makinelerin kullanılması ve korumaya dönük önlemlerin sağlanması için işletmeleri teşvik ettiklerini de ekliyor.
Frank Werner, önlemlerin yanı sıra uygulanan yaptırımların da caydırıcı etki yarattığını vurguluyor: “Öncelikle iş güvenliği ile ilgili hangi şartın ihlal edildiğini inceliyoruz. Ama en önemlisi çalışanların ve çevrenin bu durumdan zarar görüp görmediğidir. Eğer böyle bir durum tespit edilirse, gerekli şartlar sağlanıncaya kadar, iş yeri kapatılır. Zira öncelik her zaman çalışanın güvenliğidir. ” diyen Werner, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Nihai olarak, cezai bir durumun gerekip gerekmediğine bakılır. Gerekiyorsa caydırıcı miktarda para cezasına çarptırılır. Ortada bir kaza varsa hasar derecesine göre sorumlulardan tahsil edilir”
İş güvenliği ve iş sağlığı ile ilgili uluslararası bir ağın bulunduğunu belirten Frank Walter, bu oluşumun bilgi alışverişine hizmet ettiğini kaydediyor. Walter, aynı zamanda İnşaatçılar Birliği’nin Türkiye’deki meslektaşları ile işbirliği yaptığına da şu sözlerle dikkat çekiyor: “İnşaatçılar Birliği’nin Türkiye ile yoğun bir bilgi akışı içinde olduğunu söyleyebilirim. Mesela Almanya’da alanla ilgili geliştirdiğimiz pek çok şeyi oradaki meslektaşlarımıza aktarıyoruz. Bunun yanı sıra paylaştığımız mesleğe yönelik eğitim malzemelerini de Türk meslektaşlarımız pratiğe geçiriyorlar.”
©Deutsche Welle Türkçe
Özlem Coşkun / Berlin
05 OCAK 2015
İstanbul’da hafta sonu 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan inşaat kazasının ardından Türkiye’de iş güvenliği yeniden tartışmaya açıldı. Dünya genelinde de iş kazaları en çok inşaat sektöründe meydana geliyor. Ancak Türkiye’deki ölüm oranları, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça yüksek. Almanya ise inşaatlar da dâhil, iş kazalarının yasal düzenlemelerle kontrol altına alınabildiği az sayıda ülkeden biri. Almanya Yasal Kaza Sigortası’na (DBUV) bağlı İnşaatçılar Birliği’nin iş kazalarını önlemeden sorumlu başkan vekili Frank Werner, Almanya’da iş güvenliğinin geniş bir yelpazeye yayıldığını şöyle ifade ediyor. “Bir tarafta teknik ile ilgili iş güvenliği sağlanırken, diğer taraftan çalışanın sağlığını ilgilendiren konularda önlemlerin alınması gerekiyor. Yani makinelerin, iş aleti ve malzemelerin gerekli şartlarda olması talep ediliyor. Ve işçinin çalışma esnasında fiziksel ve ruhsal sağlığını etkileyecek faktörlerin ortadan kaldırılması ya da en aza indirgenmesi isteniyor.”
Frank Werner, Almanya’daki işletmelerin iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğuna da işaret ediyor. Werner, bunun için uzmanların iki yıllık bir eğitimden geçtiğini, yazılı ve uygulamalı sınavların ardından sertifika aldıklarını ifade ediyor. Werner ayrıca uzmanların belirli aralıklarla meslek birliklerine ait denetleme kurulları tarafından kontrol edildiklerinikaydediyor. Alman uzman, İnşaatçılar Birliği olarak, İstanbul’da meydana gelen kazadan büyük üzüntü duyduklarının altını çiziyor. İşveren ve çalışanların iş güvenliği bilinci sayesinde Almanya’da kazaların azaldığına dikkat çeken Werner, gelişen teknolojiye paralel iş güvenliği olanaklarının çoğalmasının da inşaat sektöründeki kazaları önlediğini söylüyor. Werner, inşaat sektörü meslek birliği olarak, prim sistemiyle güvenli makinelerin kullanılması ve korumaya dönük önlemlerin sağlanması için işletmeleri teşvik ettiklerini de ekliyor.
Frank Werner, önlemlerin yanı sıra uygulanan yaptırımların da caydırıcı etki yarattığını vurguluyor: “Öncelikle iş güvenliği ile ilgili hangi şartın ihlal edildiğini inceliyoruz. Ama en önemlisi çalışanların ve çevrenin bu durumdan zarar görüp görmediğidir. Eğer böyle bir durum tespit edilirse, gerekli şartlar sağlanıncaya kadar, iş yeri kapatılır. Zira öncelik her zaman çalışanın güvenliğidir. ” diyen Werner, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Nihai olarak, cezai bir durumun gerekip gerekmediğine bakılır. Gerekiyorsa caydırıcı miktarda para cezasına çarptırılır. Ortada bir kaza varsa hasar derecesine göre sorumlulardan tahsil edilir”
İş güvenliği ve iş sağlığı ile ilgili uluslararası bir ağın bulunduğunu belirten Frank Walter, bu oluşumun bilgi alışverişine hizmet ettiğini kaydediyor. Walter, aynı zamanda İnşaatçılar Birliği’nin Türkiye’deki meslektaşları ile işbirliği yaptığına da şu sözlerle dikkat çekiyor: “İnşaatçılar Birliği’nin Türkiye ile yoğun bir bilgi akışı içinde olduğunu söyleyebilirim. Mesela Almanya’da alanla ilgili geliştirdiğimiz pek çok şeyi oradaki meslektaşlarımıza aktarıyoruz. Bunun yanı sıra paylaştığımız mesleğe yönelik eğitim malzemelerini de Türk meslektaşlarımız pratiğe geçiriyorlar.”
©Deutsche Welle Türkçe
Özlem Coşkun / Berlin