Musa Kamil Ekin
Yönetim Grubu
- Katılım
- 6 Nisan 2015
- Sertifika
- C Sınıfı
- Firma
- BelKo ltd.şti.
İçerdiği asbest yüzünden çalışanlarda akciğer kanseri riski yaratacak olan Methania isimli gemi ismi değiştirilerek söküm için Aliağa’ya getirildi.
Geçtiğimiz yıl Ocak ayında sökülmek üzere Gemi Söküm tesislerine getirilen, ancak sökümü tamamlandıktan sonra İzmir 3. İdare Mahkemesi’nden yürütmeyi durdurma kararı çıkan Kuito gemisinin ardından benzer bir tepki de LNG taşımacılığında kullanılan ve isim değiştirerek sökülmek üzere getirilen Methania gemisi için geldi.
Çevre Mühendisleri Odası, tehlikeli atık taşıdığı iddia edilen ve sökülmek üzere Aliağa’ya getirilen Methania gemisi için yetkilileri göreve davet etti. Geçtiğimiz Pazar günü öğle saatlerinde Gemi Söküm Tesisleri önünde yapılan basın açıklamasına Çevre Mühendisleri Odası Yönetim kurulu başkanı Baran Bozoğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Onat, ÇMO İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay ve FOÇEP sözcüsü Bahadır Doğutürk katıldı. Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu ve İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, Aliağa Gemi Söküm alanında yaptığı basın toplantısında, LNG taşıyıcı geminin asbest ve ozon tabakasına zarar verici gazlar içermesi, dolayısıyla doğa insan ve canlı sağlığına zarar verme riski taşıması, geminin gelme süreci ve yaşananlara dair açıklamalarda bulundu.
METHANIA-METHANI-ETHAN
Açıklamana geminin fili durumuna ilişkin bilgilere de yer verilerek “Fransa’da bulunan ve söküm için geri dönüşüm kararı verilen 7357452 IMO numaralı Methanıa isimli sıvılaştırılmış doğal gaz tankeri isim değişikliğine tabi tutularak Methanı olarak kayıt yaptırılmak suretiyle bulunduğu Fransa’dan notifikasyon işlemleri tamamlanmadan Malta’ya çıkış yaptığı ve durum böyle iken de Ethan adını aldığına dair bilgiler tarafımıza ulaşmıştır. Hindistan vatandaşı Cashbayer tarafından satın alınan söz konusu gemi Ethan ismiyle Malta‘dan Türkiye’ye söküm amacıyla yola çıkarılmış olup, gemi römorkör yedeğinde Çanakkale İli Bozcaada mevkiine getirilmiştir. Akabinde 7357452 IMO numaralı Saint Kitts& Nevis bayraklı Ethan isimli LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) tankeri Aliağa Liman Başkanlığı sorumluluk sahasına söküm amacı ile Hollanda bayraklı 8516976 IMO numaralı Bluster isimli römorkör yedeğinde Aliağa Liman Başkanlığından almış olduğu demirleme ordinosu ile 06.06.2016 tarihinde baştankara yapılmıştır.” denildi.
KUITO’DAN SONRA METHANIA
Gemi söküm işlemlerinin çevre ve insan sağlığı açısından kirletici unsurlar taşıması sebebiyle kontrol altında bulunması ve çevre açısından gerekli önlemlerin alındığı bölgelerde yapılmasının gerekliliğine vurgu yapılan açıklamada şöyle denildi: “Ülkemizde, özellikle son zamanlarda bir sektör olan gemi geri dönüşüm faaliyet alanında Uluslararası Sözleşme ve ulusal mevzuat hükümlerini dikkate almaksızın, içeriğinde sağlığa ve çevreye zararlı maddeler içeren gemiler bir kısım yollar ile karasularına getirilmekte ve bu usulsüzlüklerin ortaya çıkışını engellemek adına büyük bir hızla bu kirli gemiler söküme alınmaktadır.
Kamuoyunca da bilindiği üzere 2015 yılı Ocak ayında Aliağa’ya getirilen zehir yüklü gemi Kuito, yine mevzuat hükümlerine aykırı olarak ülke karasularına getirilmiş, tüm tepkilere rağmen baştankara edilmiş ve devasa geminin normal şartlarda sökümü yıllar süreceği halde çok kısa süre içerisinde sökülmüştür. Traji-komik olan ise geminin sökümü gerçekleştiğinde, Odamız adına açılmış olan idari davada Kuito isimli geminin sökümünün durdurulması için yürütmenin durdurulması kararı alınmıştır. Ne yazık ki, adalet geç tecelli etmiş ve yine zararın tek mağduru canlı ve çevre sağlığı olmuştur.
Şimdi de yine insan ve diğer tüm canlıların zararına yol açabilecek, ozon tabakasını incelten maddeler içeren, sıvılaştırılmış doğalgaz tankeri olarak yıllarca kullanılan Methania isimli gemi Aliağa Gemi Söküm bölgesinde yer alan bir şirket tarafından sökülmek üzere ülkemize getirilmiştir.”
ASBEST VE ZARARLI GAZ İHTİMALİ
18 bin tonluk gaz tankerinin sıvı ya da sıkıştırılmış halde gaz taşıyan gemi olduğu, bu gemilerin taşıdıkları yükün arz ettiği tehlike sebebiyle yüksek emniyet standartları ile donatıldığı belirtilen açıklamada, yıllarca faal olan gemi içeriğinde insan sağlığına zarar veren ve ölümcül hastalıklara sebep olan asbest ve ozon tabakasına zarar verici gazların mevcudiyet riski bulunduğuna dikkat çekilerek insan ve çevre sağlığına zarar verme ihtimalinin dahi önlem alınmasını zorunlu kıldığına değinildi.
NEDEN ÖNCE ÇANAKKALE’YE GİTTİ?
Bu zorunluluğu göz önünde bulundurarak yetkili kurumları göreve davet eden basın açıklamasında şu sorular soruldu: “Çevre Kanununun 13. Maddesine göre tehlikeli atıkların ithalatı yasaktır. Aynı şekilde, ülkemizin de taraf olduğu Tehlikeli Atıkların Sınır Aşırı Taşınması ve Bertaraf Edilmesinin Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi de tehlikeli atık ithalatını yasaklamaktadır. LNG taşıyan ve tehlikeli maddelerle kontemine olan bir gemi tehlikeli atıklardan ve kontemine olmuş yapılardan arındırılmış mıdır?
Eğer atık gemide herhangi bir sorun yok ise neden Fransa’dan alınıp Malta’da bayrağı değiştirilmiş ve dolaştırılarak ülkemize getirilmiştir?
Geminin kargo tanklarının cidarın yaklaşık 2500 ton kontamine petrol türevli izolasyon malzemesi bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu malzeme de yine insan ve çevre sağlığına büyük ölçüde zarar verecek niteliktedir. Söz konusu tehlikeli atıklar ülkemize gelmeden sökülmüş müdür?
Gemi neden öncelikle Çanakkale bölgesine götürülmüş ve ardından Aliağa’ya getirilmiştir?
Atık gemilerin ithalatı için bir zorunluluk olan uluslararası geçerliliği olan bir notifikasyon bulunmakta mıdır?
Geminin yanıcı ve parlayıcı madde taşıması nedeniyle yangın söndürme amaçlı ve soğutma amaçlı sistemlere sahip olduğu bilinmektedir. Geminin eski olması nedeniyle söz konusu gazların ozon tabakasını inceltici nitelikte olma ihtimali oldukça yüksektir. Ülkemizin de taraf olduğu Montreal Anlaşması ve Çevre Mevzuatımızdan olan Ozon Tabakasını İncelten Maddelerin Azaltılmasına İlişkin Yönetmelik Kapsamında bu kimyasal maddelerin ülkemize getirilmesi kesinlikle yasaktır. Söz konusu maddelerin toplanmış ve bertaraf edilmiş midir?
Asbeste dair herhangi bir inceleme yapılmış mıdır? Asbestten arındırıldığına dair herhangi bir bilimsel rapor bulunmakta mıdır? Gemide denetim yapılmış ise asbeste dair analiz sonuçları nelerdir?”
GEMİ SÖKÜM, ÜLKENİN KANAYAN YARASIDIR
Baştankara işleminin gerçekleştirildiği gemi ile ilgili yukarıda sorulan sorulara idare ve şirket tarafından belgelerle cevap verilmesi istenen basın açıklamasının devamında şu ifadeler yer aldı: “Gemi Söküm Yönetmeliği gereği yabancı bayraklı geminin tüm atıklardan arındığına ilişkin belgesinin bulunması, gas-free işlemlerinin gemi Ülkemize getirilmeden önce yapılmış olması, ilgili makamlardan notifikasyon ve ordino işlemlerinin tamamlanmış ve gerekli izinlerin alınmış olması gerekmektedir. Gemi ancak bu şartlar altında Ülke karasularına alınıp, baştankara yapılarak söküm iznine tabi tutulabilecektir. İdari prosedürün amacı hem tehlike arz eden sektör faaliyetini kontrol altında tutmak hem de çevre ve insan sağlığının korunmasını sağlamaktır.
Baştankara işlemi gerçekleştirilmiştir. Bu durumda yukarıda sorduğumuz soruların tamamına idare ve şirket tarafından belgelerle cevap verilebilmelidir. Bu cevapların verilmemesi demek fiili durum yaratılarak atığın ülkemize sokulduğu anlamına gelecektir. Fiili durum yaratılmış olmamasını umut ediyoruz. Aksi durumda sorumlularına dair acilen idari işlem yapılmalıdır.
Çevre Mühendisleri Odası olarak, ülkemizin tehlikeli atık çöplüğü haline gelmemesi, denizlerimizin kirlenmemesi, doğanın ve toplumun ekolojik krizden korunması adına çaba harcamakta ve toplumsal hassasiyeti arttırmayı hedeflemekteyiz. Bugün gündeme getirdiğimiz gemi söküm konusu ülkemizin kanayan yarasıdır. Bu nedenle de şeffaf ve doğayı koruyan bir perspektifle süreç yürütülmelidir.
Bilgi edinme kanunu kapsamında geçtiğimiz hafta ilgili kurumlardan bilgi talebinde bulunulmuştur. Bilgi edinme talebimize GEMİSANDER tarafından cevap verilmiş ve ilgili dokümanların İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne iletildiği belirtilmiştir.”
Sorulara iki gün içerisinde belgelerle birlikte ilgili kurum, kuruluş ve kişiler tarafından yanıt verilmemesi halinde yasalar ve mevzuata göre hukuki süreç başlatılacağı ifade edildi.
GEÇ GELEN ADALET
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay’da Aliağa’nın termik santraller, gemi söküm ve hurda işleme tesisleri, cüruf alanları, ağır sanayi ile ilgili kirleticiler nedeniyle İzmir’in kanayan yarası ve gözden çıkarılmış bir bölge olduğuna vurgu yaptı. Kınay; “Çevresel kirlilik kapasitesini çoktan aşmış bir bölge. Yakın zamanda Kuito adlı gemi için alınmış bir karar var. Ancak bu karar gemi söküldükten sonra alınabildi. Bu da geç gelen adaletin adalet olmadığını gösterdi. Bugün bu yeni gemi ile yeni iddialar var. Oda olarak takipçisiyiz. Uluslararası sözleşmeler ve yasalarımız gereği bu tür gemilerin tüm atıklarından temizlenmiş olarak ülkemize girmesi gerekirken yeni bir Kuito vakası ile karşı karşıya bulunuyoruz. İlgili tüm kurum ve kuruluşlardan bilgi bekliyoruz, tüm işlemlerin çevreye ve insanımıza en az zarar verecek şekilde denetim altında yapılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
***
Aliağa Ekspres
Yazar / 11 Temmuz 2016